8 Mart 2015 Pazar

Kuzgunların Zulmü - Ruth Rendell



      Konusu İngiltere de geçen, iki eşi, aslında iki hayatı olan bir adamın kaybolmasıyla başlayan bir roman. İğrenç yalanlarla hayatını devam ettiren, gelir durumunu saklayan bu sahıs, yaptıklarının bedelini hayatıyla ödüyor. Kitapta kurgu ve sonuca ulaşma bölümü çok güzel. Dedektiflerin çok sayıda kişi ile görüşmesi ve bunların arasındaki ilişkiyi kurmak biraz zor geliyor. Fakat kitabı keyifle okudum.


Tanıtım bülteni www.dogankitap.com.tr den alıntıdır.

Kuzgunların Zulmü

Çeviren: Ülkü Demirtepe
Kitap Hakkında:
Roman, bir adamın bir kadınla birlikte kaçması ve ardından polise yapılan kayıp başvurusuyla başlıyor. Olay, ilk bakışta basit gibi görünse de gelişmelerle birlikte giderek esrarengiz bir hal alıyor. "Kuzgunların Zulmü", Ruth Rendell’ın sinemaya da aktarılan Başmüfettiş Wexford karakterinin yer aldığı en etkileyici romanlarından biri.



Cesetler Merdiveni - Agatha Christie

      Bir Miss Marple hikayesi. Roman, öldürülen 18 yaşında bir kız ve cesedinin bir evin kütüphanesinde bulunmasıyla başlıyor. Daha sonra bir tanesi daha öldürülüyor. Bu ölümlerle avantaj sağlayacak kişiler üzerine yoğunlaşılıyor. Her zaman olduğu gibi tahmin edilemeyen kişi katil çıkıyor.



Tanıtım Bülteni www.dr.com.tr den alıntıdır.


"Polisiye romanları ölümsüzleştiren yazar"



Sayfa Sayısı: 175

Baskı Yılı: 1994


Dili: Türkçe
Yayınevi: Altın Kitaplar

Türkiye Yanıyor Erdoğan'ın Terörle Dansı - Can Ataklı


                Can Ataklı'nın geçtiğimiz yıllarda, Kürt Açılımı ve Hükümetin Suriye politikaları hakkında yazdığı köşe yazılarının derlenmesiyle oluşturulmuş bir kitap. Eğer yazarın bütün köşe yazılarını okuyorsanız, kitabı almanıza gerek yok. Kürt açılımına kadar 20 - 25 yıl boyunca PKK eylemlerinin Türk Kürt kardeşliğini bozmadığı ama açılım politikasının çok zarar verdiğinden bahseden çok sayıda köşe yazısı mevcut. Son bölümde ise, hatalı politikalar nedeniyle Suriye olayında Türkiye'nin yanlız kaldığı ve tam anlamıyla bir bataklığa sürüklendiği anlatılıyor.




www.dr.com.tr den alıntıdır.

Usta gazeteci Can Ataklı, Türkiye Yanıyor- Erdoğan'ın Terörle Dansı adlı kitabında Türkiye'nin etrafını saran terör yangınının nedenlerini sözünü sakınmadan bütün açıklığıyla ortaya koyuyor.
PKK, Türkiye'nin Güneydoğu'sunda okulları yakıyor, Atatürk büstlerini kırıyor, yollarda denetim uyguluyor ve Türk bayrağını gönderden indiriyor.
AKP Hükümeti ise müdahale edilmesini engelliyor ve sürece seyirci olmamızı istiyor. Neden?
Yanı başımızda bir Büyük Kürdistan kuruluyor ve bunun Türk topraklarını da kapsayacağı açıktan ilan ediliyor. Hükümet ise Barzani'ye her türden desteği sağlamaya devam ediyor. PKK daha şimdiden müttefiklerimizin en yakın müttefiki olmuş durumda. Ama hükümetimiz gelişmeleri sadece seyrediyor. Neden?
AKP'nin 6. yılına giren Kürt açılımı, terörün elini güçlendirirken ülke bütünlüğüne kayda değer zararlar verdi. Ayrıca AKP'nin sıfır sorun anlayışı Türkiye'nin uluslararası itibarına büyük bir darbe vurdu.
AKP Güneydoğu'da neden Özerk Bölgeler yaratmayı amaçlıyor? Türkiye'nin sınırları neden siliniyor ve ordumuz ise gelişmelere neden seyirci? Yeni Osmanlı maceralarının arkasında hangi güçler var?
İŞID ve El-Nusra terör örgütleri Suriye ve Irak'ı yangın yerine çevirdiler. Yüzbinlerce insan yerinden yurdundan edilmiş. Suriye ve Irak'ta kafalar kesiliyor, tecavüzler ve tehditler günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş durumda. Ama Türkiye'nin sınırları hala terör yuvalarına açık.
Artık bombalar Hatay'da, Urfa'da ve Gaziantep'te de patlıyor, ama hükümetimiz hala terör örgütlerine silahlı ve lojistik destek veriyor.
Yüzbinlerce Iraklı ve Suriyeli yerinden yurdundan edilmiş. Binlerce Suriyeli kadın ve çocuk büyük kentlerimizde perişan durumda ve dilencilikle geçiniyor. Erdoğan ise hala Allah'ın izniyle Şam'da namaz kılmaktan bahsediyor.
İŞID terör örgütü artık Türkiye'yi doğrudan tehdit ediyor. Ama Erdoğan IŞID'i hala terör örgütü olarak görmüyor. Acaba neden? Yoksa IŞID, Erdoğan'ın amacına hizmet mi ediyor?
Yoksa AKP'nin Suriye politikasının görünmeyen kısımları da mı var? Türkiye neden Suriye'ni bölünmesi için terör örgütlerine destek veriyor? Suriye bölünürse Türkiye mi kazanacak?
Usta gazeteci Can Ataklı, Erdoğan'ın tehditleri sonucu gazetesinden uzaklaştırıldı, televizyon programlarına çıkarılmadı ve susturulmaya çalışıldı ama yılmadan, gizlenen ve bilinmeyen birçok şeyi ortaya çıkarıyor.
Can Ataklı, Türkiye Yanıyor/Erdoğan'ın Terörle Dansı adlı kitabında Erdoğan'ın ve AKP'nin maskesini düşürüyor. Bu kitap sizi düşündürecek, bilgilendirecek, şaşırtacak ve size geniş bir bakış açısı sunacak.

Usta gazeteci Can Ataklı, Kürt açılımı ve Suriye kriziyle ilgili sansürlenen gerçekleri yazdı.

  • AKP Kürt sorunundan ne anlıyor?


  • Açılım neye ve kime hizmet etmiştir?


  • Terörle pazarlık olur mu?


  • İçsavaş mı terörle mücadele mi?


  • Terör ile Kürdü birbirinden ayırmadan barış olur mu?


  • Kürt sorununda çözümsüzlüğün nedenleri ve çözümün yolları nelerdir?


  • AKP, MİT, BDP, PKK, KCK, Abdullah Öcalan, Barzani ve Talabani'nin Kürt politikası nedir?


  • Kürt açılımı, yeni anayasa, anadilde eğitim ve Kürt sorununu yandaş basın nasıl çarpıttı?


  • Kürt sorunu üzerinden Cumhuriyetle hesaplaşmak ne anlama geliyor?


  • ABD, Türkiye'de ve Ortadoğu'da nasıl bir oyun oynuyor?


  • Arap baharı, Ortadoğu'daki gelişmeler ve Suriye krizi nasıl değerlendirilmelidir?


  • AKP'nin iç ve dış politikadaki çıkmazları nelerdir?


  • Erdoğan'ın yanlış stratejisi ve Davutoğlu'nun dış politikası Türkiye'yi Suriye'de nasıl bataklığa soktu?


  • Türkiye uluslararası ilişkilerde itibarını nasıl kaybetti?

  • (Tanıtım Bülteninden)



    Sayfa Sayısı: 344

    Baskı Yılı: 2014


    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Kaynak Yayınları

    Kafamda Bir Tuhaflık - Orhan Pamuk




           Orhan Pamuk'un, saçma sapan, beni hiç ilgilendirmeyen konularda berbat bir romanı. Fakat kitaba başlayınca okuyorsunuz. Belki Orhan Pamuk kitabı olduğu için belki güncel bir kitap olduğu için. Konusu baştan sona gecekondularda geçiyor, fakirlik, sefillik içersinde, Mevlut iyi bir karakter olmasına rağmen bir türlü başarılı olamıyor. Kendisi sefil bir hayat sürerken evlenip dünyaya getirdiği iki çocuğunu da bu hayata mahkum ediyor. Fakat bu süreçte Mevlut çok mutlu, bunu nasıl başardığı ise bence bir muamma. Aptal, cahil eşi ise genç yaşta hem kendini hemde üçüncü çocuklarını öldürüyor. Kitap genelinde Mevlut, bozacılıktan bir şey kazanmasa da, bozacılık yapmayı seviyor. Kitabı bitirdiğinizden boza uzmanı oluyorsunuz. Bir sokak satıcısından boza alacaksanız. Yapılış koşulları ve hijen konusunu hiç düşünmeyin.





    Tanıtım Bülteni. www.dr.com.tr den alıntıdır.

    Kafamda Bir Tuhaflık hem bir aşk hikâyesi hem de modern bir destan. Orhan Pamuk'un üzerinde altı yıl çalıştığı roman, bozacı Mevlut ile üç yıl aşk mektupları yazdığı sevgilisinin İstanbul'daki hayatlarını hikâye ediyor. 1969 ile 2012 arasında, kırk yılı aşkın bir süre Mevlut, İstanbul sokaklarında yoğurtçuluk, pilavcılık, otopark bekçiliği gibi pek çok iş yapar. Bir yandan sokakların çeşit çeşit insanla dolmasını, şehrin büyük bölümünün yıkılıp yeniden inşa edilmesini, Anadolu'dan gelip zengin olanları izler; diğer yandan ülkenin içinden geçtiği dönüşümlere, siyasi çatışmalara, darbelere tanık olur. Onu başkalarından farklı kılan şeyin, kafasındaki tuhaflığın kaynağını hep merak eder. Ama kış akşamları boza satmaktan ve sevgilisinin aslında kim olduğunu düşünmekten hiç vazgeçmez.
    Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler? Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara cevap ararken aile hayatıyla şehir hayatının çatışmasını, kadınların ev içlerindeki öfke ve çaresizliklerini resmediyor.
    (Tanıtım Bülteninden)

    Sayfa Sayısı: 480
    Baskı Yılı: 2015

    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları