30 Aralık 2021 Perşembe

Doktor Çehov'dan Öyküler - Anton Çehov

 Kendisi bir hekim olan Çehov'un kahramanları doktor olan kısa hikayelerinden oluşmuş bir kitap. Yaşadığı olaylardan esinlenerek bu hikayeleri yazmış olduğu yaşadığı dönemde bulundu şehirler ve kaldığı süreleriyle belli oluyor. Öne çıkan hikaye 6.Koğuş , güzel hikayeler olmakla birlikte hepsi depresif, bitince neden böyle bitti diye sorgulamanıza neden oluyor. Genelde haksızlığa uğrayan insanlar ve çözümsüz olduğu görünen sorunlar anlatılıyor. Hikayelerin finali sizi üzüyor, düşündürüyor ve çözümsüz bırakıyor. Özellikle 6. Koğuş çok sinir bozucu bir hikaye.


Aşağıdaki tanıtım bülteni www.dr.com.tr den alınmıştır.



Doktor Çehov'dan Öyküler Kitap Açıklaması


"Tıp, nikâhlı karım benim, edebiyat ise metresim. Birine
kızarsam, geceyi öbürüyle geçiriyorum. Bu davranışımı
belki biraz uygunsuz bulabilirsin, ama en azından sıkıcı
değil. Hem zaten, benim bu ikiyüzlülüğümden ikisinin de
bir şey kaybettiği yok!"

Kısa öykünün büyük ustası Anton Çehov (1860-1904), dostu
ve yayıncısı Aleksey Suvorin'e 1888'de yazdığı bir
mektupta böyle bir 'aşk reçetesi' sunuyordu. Dünya
edebiyatına, öykü sanatını temelinden değiştiren
yüzlerce öykü; tiyatro sanatına Martı, Vanya Dayı, Üç
Kızkardeş ve Vişne Bahçesi gibi başyapıtlar armağan eden
Çehov, aynı zamanda iyi bir hekimdi.

Hekimliğinden de gelen gözlem gücüyle tıp, hastalar,
hastalıklar, hastaneler, hekimler üstüne öyküler de
kaleme almıştı. Doktor Çehov'dan Öyküler'de, onun bu tür
öykülerini ilk kez bir araya getirdik. Çehov'un bu
kitaptaki karakterlerine, hastalarına gösterdiği
sevecenlik ve insancıllıkla yaklaştığını; gündelik
yaşamın bağrından gelen, umarsız karakterlerini, tıpkı
hastaları gibi, hep 'iyileştirmeye' çalıştığını
göreceksiniz. Tıpkı Shakespeare ve Dostoyevski gibi,
Çehov da, her zaman hemşerimiz ve çağdaşımız olan
yazarlardan.


İnce Kapak:

Sayfa Sayısı: 248

Baskı Yılı: 2004


e-Kitap:

Sayfa Sayısı: 196

Baskı Yılı: 2004


Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınları



27 Aralık 2021 Pazartesi

Bir Akşam Alacası - Selim İleri

 Kitap, 12 Mart ile 12 Eylül arası süreçte yaşanan olayların, toplumdaki etkisini anlatıyor. Kitabın kahramanı Emre Taran, bir yazar, başarılı ya da başarısız demek zor, Türkiye'de başarı kriteri nedir onu bilmiyoruz. Ülkenin kötü gidişini görüyor ama yapabileceği bir şey yok. Bu çaresizliği döngüsel dönemsel olarak sürekli yaşıyoruz. Toplumdaki yozlaşmayı anlattığı bazı olayları bugünlerde de yaşıyoruz. Emre, toplum hakkında analiz yaparken kendi iç çatışmaları da var. Okurken bazen konudan koptuğunuzu hissediyorsunuz ama bu benim okuma hızımın düşük olmasından da kaynaklanabilir.

Okurken sıkılmadım ama uzun sürede okudum. 

Aşağıdaki tanıtım bülteni ve fotoğraf www.hepsiburada.com sitesinden alınmıştır.


Bir Akşam Alacası
Yaşayan en önemli romancılarımızdan Selim İleri''nin değeri hiç anlaşılmamış 
bu ''siyasi'' romanı, 12 Mart''tan 12 Eylül''e giden süreç hakkında, döneminde 
gözden kaçmış olanları yıllar sonra yeniden hatırlatıyor okurlara.
"Şimdi uzayıp giden, bir iç göl izlenimi veren boğazlar denizine 
Türk bayrağına sarılı genç ölülerin -kimdiler, hangi inançlarla, hangi birikimlerle 
sağ ya da sol kesimde yer almışlardı - tabutları karışıyor; kotralar, şilepler, 
büyük gemiler ve çelimsiz Boğaz vapurları, hattâ balıkçı sandalları 
yerine ay-yıldızlı bayraklara sarınmış yığınla tabut, sayısız genç insan ölüsü 
bu akıntılı, hırçın denizde yeryüzünün bir daha eşine rastlanlamayacak en 
korkunç görüntüsü gibi açık denizlere, enginlere yol alıyordu."
Bir Akşam Alacası, Türkiye''nin yoğun karanlığındaki bir çözülüşün romanı...
Basım DiliTürkçe
BoyutNormal Boy
YazarSelim İleri
Diğer
Yurt Dışı SatışYok
Stok KoduKEVEREST96642



18 Kasım 2021 Perşembe

Enstitü - Stephen King

        King, danışmanlarından destek alarak, kurgusu güzel ama gereksiz olarak uzatılmış bir roman yazmış. Luke çok zeki ama şansız bir çocuk. Evinden kaçırılıp, ailesi öldürüldükten sonra başına gelenler çok üzücü, farklı olması, üstün yetenekleri olması çok pahalıya patlıyor. Başına gelenleri anlaması ve ne amaçla kullanılacak olması çok zaman alıyor. Enstitüden kaçış sürecine hazırlanması çok uzun sürüyor ama gözünü karartıp harekete geçtiğinde macera başlıyor. Luke , enstitüde testlerden geçerken, paralelinde eski bir polisin hikayesi anlatılıyor. Kitabın finali bence yeterince başarılı değil ama sonunu çok mantıklı bağladığı kesin.

Kitap, okunabilir ama sanki yakında bir film olarak izleme olasılığımız çok yüksek. 


Aşağıdaki tanıtım bülteni www.idefix.com  sitesinden alınmıştır.



Enstitü Kitap Açıklaması

Minneapolis'in sakin banliyölerinden birinde yaşamakta

 olan Luke Ellis, bir gece yarısı evine giren davetsiz 

misafirler tarafından kaçırılır. Luke, penceresi olmayan 

fakat tıpkı kendisininkine benzeyen bir odada gözlerini 

açar. Ve kapısını açıp dışarı çıktığında onun gibi özel 

yetenekleri yüzünden buraya getirilen birçok çocuğun 

odalarının sıralandığını görür. Enstitü... Özel 

yeteneklere sahip çocukların tutulduğu bir hapishane, 

onlardan adeta intikam almaya yemin etmiş bir 

müdür ve insafsız personelin acı dolu yuvası. Burada 

vicdan azabı yok. Burası girişi olan ama çıkışı 

olmayan bir cehennem...

 

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

12 Kasım 2021 Cuma

Klara ile Güneş - Kazuo Ishiguro

       Kitabı okumaya başladığımda neden anlayamıyorum diye düşündüm, biraz daha okuyunca, yazar öylesine güzel ortamı kafamda canlandırdı ki , bir süre sonra her şey çok net olarak anlaşıldı. Yapay zekanın günümüzde geldiği nokta ve bunun kitapta çok güzel anlatılması. Bazı hayal ürünü olduğu düşünülen kısımlar olsa da bence bütün anlatılan yakın gelecekte olacak. 

      Klara, son derece iyi ve nasıl olduğunu anlamadım ama çok farklı bir 'YA' .   Diğer 'YA' larında birbirinden farklı olduğu vurgulanıyor ama nasıl farklı oldukları anlatılmıyor. 'YA' ların çocuklarla dostlukları ve onları sürekli kollayan, koruyan yapıları çok faydalı olmasının yanında çocukları doğru davranış kalıplarına yöneltmesi de harika bir özellik gibi duruyor.  

     Kitabı okurken bazen bir çocuk kitabı okuyor gibi olsam da keyif aldım ve kısa sürede bitirdim. 


Aşağıdaki tanıtım bülteni yapikrediyayinlari.com.tr sitesinden alınmıştır.




Klara ile Güneş

Yazar:

Kategori:EdebiyatRoman

Çeviren:

ISBN:978-975-08-4950-3

YKY'de İlk Baskı Tarihi:05.2021

Orijinal Adı: Klara and the Sun
Sayfa Sayısı: 264
Boyut: 13.5 x 21 cm

“Güneş her zaman bize ulaşmanın yolunu bulur.”

Günümüzün en büyük yazarlarından Kazuo Ishiguro, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonra yayımlanan ilk romanı “Klara ile Güneş”te, yeni teknolojilerin etkisiyle köklü değişimler geçirmiş bir toplumda yaşanan, sevgi, umut ve fedakârlığa dair unutulmaz bir hikâye anlatıyor.

Sıra dışı gözlem yeteneğine sahip bir yapay zekâ olan Klara, kendisi gibi “Yapay Arkadaş”ların satıldığı mağazadaki yerinden insanları izleyip dış dünyayı öğrenmeye çalışır, onu yeni evine götürecek o özel çocuğu sabırla bekler. O çocuk nihayet çıkageldiğinde, Klara kendini ezici kaygılar ve kırılgan umutlarla dolu bir dünyada bulacak, sarsılmaz bir adanmışlıkla bağlandığı Güneş’in yardımıyla bir mucizeyi gerçek kılmaya çalışırken insan denen canlıyı bütün zaafları ve çelişkileriyle tanıma fırsatı bulacaktır.

““Klara ile Güneş” dingin duygusal yoğunluğu sayesinde Ishiguro’nun büyük bir düzyazı üslupçusu olarak yerini sağlamlaştırıyor.” Evening Standard

“Beni Asla Bırakma’yı sevenlere göre bir roman: O kitabın DNA’sındaki duygusal açıklık, kendimizi dışarıdan görebilme niteliği ve insanlığa dair ‒tam olarak iyimser denemese de‒ şefkatli, dokunaklı ve hakiki bakış burada da mevcut.” The Times

“[Kazuo Ishiguro] büyük bir duygusal güce sahip romanlarında, dünyayla bir bağlantımız olduğu yanılsamasının altında yatan dipsiz uçurumu açığa çıkardı.”
2017 Nobel Edebiyat Ödülü’nün gerekçesinden


19 Eylül 2021 Pazar

Bir İdam - George Orwell

 20. yüzyılda İngiliz toplumunun düşünce yapısını anlatan, ingiliz entellektüelleri aptallıkla suçlayıp, eleştiren bir kitap. Kitaba bazı denemeler de eklenmiş, ismin veren "Bir İdam" bunlardan biri. Okurken biraz sıkıldım, savaş öncesi ve sonrasında ingiliz toplumu ne düşünmüş diye hiç merak etmedim, belki bu nedenle kitap bana çok çekici gelmedi. 


Tanıtım bülteni www.kitapyurdu.com  sitesinden alınmıştır.




Bir İdam

  •  
İnsanların çoğu aşırı bencil değildir. Yaklaşık otuz yaşından sonra bireysel hırslarından vazgeçip –hatta çoğu durumda neredeyse birey olduklarını unutup– temelde başkaları için yaşamaya başlar, hayatın yükünün altında ezilirler. Ama sonuna kadar kendi hayatını yaşamayı kafaya koymuş yetenekli, inatçı bir azınlık da vardır; yazarlar da bu gruba mensuptur.
George Orwell, 1984 ve Hayvan Çiftliği romanlarında ortaya koyduğu romancı yönünün yanı sıra döneminin düzyazı ustalarındandı. Bir İdam, yazarın bu yönünü sergileyen biri kitap uzunluğunda dört makaleyi bir araya getiriyor.
"Yazma Sebebim"de Orwell yazarlık serüvenine nasıl başladığını anlatırken, "Sanat ve Propagandanın Sınırları"nda savaş çağında sanatın ve edebiyatın konumu üzerine düşüncelerini paylaşıyor. İngiltere’de Nazi işgalinin her an gerçekleşebilecek bir ihtimal olduğu, Londra’nın üstüne bombalar yağdığı bir dönemde yazılan "Aslan ile Tek Boynuzlu At"ta Orwell, sosyalist devrim gerekliliğini vatansever duygularıyla ve ülkesinin kimliğiyle uzlaştırmaya çalışıyor. Kitaba adını veren “Bir İdam”sa, Burma’da görev yaptığı sırada tanıklık ettiği bir idamın etrafında gelişenleri anlatan kısa bir yazı.
Bir İdam, bir yazarın ve bir vatanseverin düşünce dünyasından bir seçki.
 
#deneme #yazarlıkserüveni #ikincidünyasavaşı #sosyalizm #ingiltere #kimlik #propaganda
devamını oku

Çevirmen:Berrak Göçer
Yayın Tarihi:14.01.2021
ISBN:9789750748837
Dil:TÜRKÇE
Sayfa Sayısı:120
Cilt Tipi:Karton Kapak
Kağıt Cinsi:Kitap Kağıdı
Boyut:12.5 x 19.5 cm

Bindokuzyüz - Alessandro Baricco

 Basit bir konusu olmasına rağmen, büyüleyici bir atmosfer yaratan kitap. Zaman zaman çok güzel piyano sesini hissediyorsunuz. Hayatı bir gemide geçen kimliği, resmi olarak varlığı olmayan bir birey. Zaman zaman hayali bir kişi mi diye düşünüyorsunuz. Doğumu ve ölümü, hiç iz bırakmadan yaşanmış bir hayat. Çocuğu olmayan herkes için bu durum geçerli olabilir. Şiirsel bir anlatım var, keyifle iki günde okudum. 

Aşağıdaki tanıtım bülteni canyayinlari.com sitesinden alınmıştır.



Özgün Adı : Novecento
Çevirmen : Şemsa Gezgin
Tür : Anlatı
Sayfa Sayısı : 64
Baskı Bilgileri : 1.Baskı 2007 , 3 .Baskı : Nisan 2018
ISBN : 9789750718304

Bayanlar ve Baylar... gemimize, her şeyiyle Titanic’e benzeyen bu yüzer kente hoş geldiniz, sakin olun, oturun, şu arkadaki bey Tanrı korusun diye kulağını çekti, çok iyi gördüm, Okyanus’a hoş geldiniz, sahiden ne işiniz var sizin burada, bir bahse girdiniz, alacaklılar peşinize düşmüştü, altın yarışında yaklaşık otuz yıllık bir gecikmeniz var, gemiyi görmek istiyordunuz ve kalktığının farkına varmadınız, sigara almak için iki dakikalığına çıktınız, şu anda karınız polise çok normal, iyi bir adamdı, otuz yılda bir gün bile kavga etmedik diyor... Neyse lafı uzatmayayım, dünyanın lanet olası her yerinden üç yüz mil ötede ve iki dakika sonra birisinin kusmaya çalışacağı bu yerde ne işiniz var kuzum?..

Bin Dokuz Yüz, 1900’lerin başında bir transatlantikte karton bir kutunun içinde bulunan ve yirmi yedi yıl boyunca o gemiden hiç inmeyen bir bebeğin büyüleyici öyküsünü anlatıyor. 

“Cennet Sineması”nın ünlü yönetmeni Giuseppe Tornatore’nin beyaz perdeye uyarladığı Bin Dokuz Yüz’de Baricco bizi gizemiyle büyüleyen, aslında oldukça sıradan sayılabilecek bir dünyaya götürüyor ve şu soruyu soruyor: Yaşamda bizi korkutan gördüklerimiz midir, yoksa hiç görmediklerimiz mi?


Bir Borsa Spekülatörünün Anıları - Edvin Lefevre

 Anlatılan olaylar 100 yıldan fazla zaman öncede Amerika’da geçiyor ve dijital çağ olmadığı için emirler manuel işletiliyor. Aslında arbitraj yaparak kazanma yöntemlerini anlatıyor. Fakat büyük riskler alıyor, genç olması nedeniyle olsa gerek. Belli bir süre sonra olgunlaşıyor, dikkat çekmeden işlem yapmayı öğreniyor. Benim gibi uzun yıllardır borsayla uğraşıyorsanız, kitapta anlatılan hikayeleri mutlaka duymuş daha doğrusu benzerlerini yaşamışsınızdır.

Kitabı okurken yaşadığım şansızlıkları düşündüm.

1-İşlem yaptığım aracı kurum iflas etti.(Birikim Menkul Değerler)

2-Yatırım yaptığım hisse senedi tahtası kapandı. (Demirbank, Sabah Yayıncılık)

3-Gün sonunda dağıtımı yapılan hisse senetleri fiyatı aldığım fiyatın üzerindeydi, itiraz ettim ama olumsuz yanıt aldım. Örnek alım yaptığım tutar hisse başına 11,10 Lirayken gün sonunda dağıtım 11,22 Liradan yapıldı. (Pamukbank Yatırım)

4-Sadece iki ay kullandığım Ata Yatırım bir yıllık hesap işletim ücreti kesmişti.

5-Çok yakın arkadaşım aylarca YKGYO hissenin reklamını yapıp ben bütün paramla aldığım gün hepsini sattı. 

6-KRDMA hissesini %10 karla satıp, ertesi günden itibaren 8 kez tavan yapmasını izlemiştim.

7-Teknik analiz yaparak alım satım yaptığım dönemde neden ben stop loss olduktan sonra kağıt yükselişe geçiyor diye merak ederdim. Eğer stop olmazsam ise düşmeye devam ediyordu. Aslında Temel analiz yapmak ve bist 30 da devlet kağıtları harici kalan 10-12 kağıt ile oynamak gerektiğini öğrenmiştim. 


Çok vaktiniz varsa okunacak bir kitap. 



Aşağıdaki tanıtım bülteni www.scalakitapci.com sitesinden alınmıştır.




Stok Kodu
:
9786057424440
Boyut
:
16.00x24.00
Sayfa Sayısı
:
296
Basım Yeri
:
İstanbul
Basım Tarihi
:
Haziran 2021
Çeviren
:
Şehnaz Tahir
Kapak Türü
:
Ciltsiz
Kağıt Türü
:
Kitap Kağıdı
Dili
:
Türkçe
Orijinal Adı
:
Reminiscences of a Stock Operator


Bir Borsa Spekülatörünün Anıları " Çağımızın en iyi otuz borsacısıyla görüşmeler sırasında hepsine sorduğum ortak bazı sorular oldu. Bu sorulardan biri şuydu: Özellikle yararlı bulduğunuz ve borsacı adaylarına önerebileceğiniz kitaplar varmı? Bu soruya aldığım yanıt: Bugüne değin yazılmış en saygın finans kitaplarından biri."

-Jack D. Schwager Borsa Sihirbazları'nın Yazarı

" Bir Borsa Spekülatörünün Anıları ilk kez yetmiş yıl önce basılmış olsa da sürü psikolojisi ve borsada zamanlama konularındaki saptamaları geçen yaz döviz piyasalarında yaşanan çılgınlığı açıklayacak kadar güncel."

-Worth Dergisi

"Yatırım konusunda bugüne kadar yazılan en eğlenceli kitap."

- The Seattle Times

" Bugüne kadar okuduğum en iyi kitap. Yanımda çalışanlara vermek üzere elimde her zaman birkaç nüsha bulundururum."

- Martin Zweig

"Bu kitabı ilk kez yirmi yıl önce okumuştum. O zamandan beri defalarca yeniden okudum ama hala en sevdiğim kitaplardan biri. "

- Kenneth L. Fisher Forbes




26 Temmuz 2021 Pazartesi

Küllerin Günü - Jean-Christophe Grange,

Toplumdan izole olmuş dini bir tarikatı detaylı olarak anlatıyor, bir önceki kitapta olduğu gibi Niemans ve Ivana'nın macerası. Farklı olarak Niemans artık Ivana'nın hayatındaki önemli bir figür olduğunu hissediyor. Grange'nin eski kitaplarını çok aratan bir kitap olmuş. Finali ve katile yaklaşım çok farklı. Kitap bittikten sonra katilin yanlış mı doğru mu yaptığını düşündüm. Sanırım katil değil, ölenler daha suçlu.  

Aşağıdaki tanıtım bülteni ve fotoğraf inkilap.com sitesinden alınmıştır.


Masumiyetin hüküm sürdüğü bir dünyada, katili öldürmeye sevk eden ne olabilir?

Günah nedir bilmeyen bir toplumda nasıl olur da kan akar?

Ya tam tersiyse…

Suçlu, o topluluktaki tek masumsa…


Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri :
Sayfa Sayısı : 280
En / Boy : 14 / 23
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 3.2021

16 Mayıs 2021 Pazar

Veba Geceleri - Orhan Pamuk

        Akdeniz'de sanal bir adada geçen, giriş ve gelişme bölümleri çok güzel ama final bölümü gerçek tarihle , gerçek olmayan Minger adasının tarihini örtüştürmek için çok zırvalanmış bir roman. Eğer bir Orhan Pamuk kitabı olmasa okunmaz. Kolağası kullanılarak Atatürk'e göndermeler yapıldığı iddası ise asılsız. Kitabı okumayanlar saçmalamış. Toplum olarak en büyük sorunumuz okumamak, kitapta Cumhuriyetimizin kuruluş aşamasındaki bazı süreçlerle dalga geçen ifadeler var ama daha çok Osmanlı hanedanlığını küçük görüyor. Orhan Pamuk iyi bir yazar olabilir ama kesinlikle kötü niyetli. Böyle davranmasının nedeni belki üretkenliğini kaybetmesi nedeniyle gündemde kalma çabası olabilir. Fakat hiç okumayan bir toplum olduğumuz için ADD bile kargaları kovalama konusu ile Veba gecelerinde geçen  kargaların havalanması ile çıkan sesi ilişkilendirmiş. En başta kolağasının hayatının hiçbir evresi Atatürk'e benzemiyor, davranışları ve olaylara karşı tutumu da çok farklı. 

Odatv den Sevda Kaynar kitapta Atatürk'e hakaret varmış gibi bir yazı yazmış ama kitabı okuyunca böyle bir şey olmadığı ortada, kargaları kovalama kısmı bile yok ,kitapta kargalarla ilgili geçen bulduğum tek kısım



Diğer bir tuhaflık ise;

 "İlk kurşunu kimin attığı konusunda Osmanlı ve Türk yazarlarının ayrı; Minger..."


        Burada yazılan cümle nasıl yorumlanır bilmiyorum ama Osmanlı ve Türk yazarlar farklı mı ? Osmanlı hanedanlığı Türk değil demek istiyorsa, anlayabilirim ama Osmanlı ve Türk yazarlar nasıl farklı oluyor ?  






Aşağıdaki tanıtım bülteni www.yapikrediyayinlari.com.tr den alınmıştır. 





Sayfa Sayısı: 544
Boyut: 13.5 x 21 cm

Orhan Pamuk’un üzerinde 5 yıldır çalıştığı “Veba Geceleri”, 1901 yılında 3. Veba Pandemisi döneminde Osmanlı’nın 29. Vilayeti Minger adasında geçiyor.  Hem sürükleyici bir siyaset ve aşk romanı hem de Pamuk’un salgın, karantina, devlet ve birey konularını bir masal havasıyla tartıştığı bu tarihi roman, konusuyla yaşadığımız günlere de ışık düşürüyor.

1901 baharında Osmanlı İmparatorluğu’nun 29. vilayeti Minger Adası’nda veba salgını baş gösterince Sultan Abdülhamit önce Sağlık Başmüfettişi kimyager Bonkowski Paşa’yı, onun arkasından da genç ve başarılı Doktor Nuri’yi salgını durdurması için adaya gönderir. Padişah kısa bir süre önce genç doktoru, sarayda hapis hayatı yaşattığı ağabeyi önceki padişah V. Murat’ın kızı Pakize Sultan ile evlendirmiştir ve Pakize Sultan da bu yolculukta kocasına eşlik etmektedir. Adada ise genç ve milliyetçi Osmanlı subayı Kolağası Kâmil, onun âşık olduğu adalı Zeynep ve her şeye yetişmeye çalışan Vali Sami Paşa ile güzel sevgilisi Marika vardır. Karantina yasaklarına itaat edilmesi için çaba harcayan bu insanların vebayla, adadaki geleneklerle ve sonunda birbirleriyle ve ölüm tehditleriyle savaşının ve yaşadıkları aşkların hikâyesidir “Veba Geceleri”.

“Pamuk yaşayan en büyük yazar.”  -LE POINT, FRANSA

“Pamuk, en iyi kitaplarını Nobel’den sonra yazan eşsiz bir yazar.” -THE INDEPENDENT, İNGİLTERE

“O ne bir ideolog, ne bir siyasetçi, ne de bir gazeteci. Orhan Pamuk büyük bir romancı.” -THE NEW YORK TIMES, ABD


  

Bin Muhteşem Güneş - Khaled Hosseini

             Afganistan'da geçen bir hikaye. Çocuk olmak, kız çocuğu olmak çok zor , şeriat düzeninde zaten yaşam zor. Kitap, iki kızın hayatını anlatıyor, hikaler bir noktada kesişiyor, önce birbirlerini hiç sevmiyorlar sonra ise çok iyi bir arkadaş oluyor hatta anne kız oluyorlar. O kadar ki hiç çekinmeden birbirleri için canlarını vermeye hazırlar. Afganistan kaosunu yaşayan halk gözünden çok güzel anlatılmış Khaled Hosseini. Savaşı sadece askerlerin arasında geçen bir olay olarak görmeyip, en çok etkilenenlerin sivil halk, çocuklar ve kadınlar olduğunu gösteriyor. Bence bu sadece bir kitap değil, şeriat özlemi duyanların okuması gereken, şeriatın dipsiz bir kuyu olduğunu  ispatlayan yaşanmış olayların romana uyarlaması. Öylesine kötü bir düzen ki bu düzeni savunanları içine alıp yok ediyor. Demokrasi ve özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğunu genç nesillerin anlaması için okullarda okutulması gereken bir kitap. 

Aşağıdaki tanıtım bülteni www.dr.com.tr internet sitesinden alınmıştır.





Bin Muhteşem Güneş Kitap Açıklaması

Bin Muhteşem Güneş

Uçurtma Avcısı romanıyla dünya çapında büyük beğeni toplayan Khaled Hosseini, ikinci kitabı Bin Muhteşem Güneş ile okurlarının beklentisini yine fazlasıyla karşılıyor. Afgan asıllı yazar, Uçurtma Avcısı gibi bu romanında da doğduğu toprakların kader çıkmazını konu ediniyor. Yaşamlarının kesişmesi üzerine sıkı dost olan iki kadının anlatıldığı Bin Muhteşem Güneş, yüreklere dokunan öyküsüyle zihinlerde iz bırakıyor. Bu romanı okurken, siz de içinde kendinizi bulacağınız bambaşka yaşamlara tanıklık edeceksiniz.

İki Farklı Hayat, Bir Göz Oda

Bin Muhteşem Güneş romanı; çarpıcı öyküsüyle sadece Afganistan’daki zorlu koşullara değil, tüm dünyadaki kadınların yaşadığı sorunlara ışık tutuyor. Romanın ana kahramanları olarak okurları, birbirinden çok farklı koşullarda büyüyen Meryem ve Leyla adlı iki kadın karşılıyor. Evlilik dışı bir ilişkiden dünyaya gelen Meryem hayata büyük zorluklarla başlarken, bir öğretmenin kızı olan Leyla ise çok başarılı ve popüler bir çocukluk geçiriyor. Ancak her ikisinin de başına gelen acı olaylar, yıllar sonra yollarının kesişmesine vesile oluyor.

Çocukluğunda annesinin ölümü üzerinde zorunlu olarak babasının evinde yaşamaya başlayan Meryem, ailenin onu istememesi üzerine küçük yaşta evlendiriliyor. Ve kocası Raşit, çocuk sahibi olamadıkları için Meryem’i sürekli aşağılayarak ona yıllarca eziyet ediyor. Bu sırada yan evde yaşayan Leyla, ailesini savaşta kaybettiği için Meryem’in evine taşınmak zorunda kalıyor. Fakat son derece kötü ve çıkarcı bir adam olan Raşit, genç kızın evlerinde kalabilmesi için onunla evlenmeyi şart koşuyor.

Aşk ve Mecburiyetler…

Leyla başka birine aşık olmasına rağmen, çaresizlikten Raşit’le evlenmeyi kabul ediyor. Ancak genç kızın Meryem’den yaşça çok küçük olması, ikilinin rekabet etmesi yerine anne-kız gibi yaşamasını sağlıyor. Raşit ile evlendiğinde aşık olduğu adamın çocuğunu taşıyan Leyla, bu sırrı yeni eşinden gizleyerek ona Azize adlı bir kız evlat veriyor. Sonrasında da Raşit’ten olma bir evlat daha doğuruyor. Doğan bu erkek çocuk ise Zalmay adını alıyor. Ve yıllar sonra Zalmay, toplumun ona biçtiği acımasız rol gereği iki kadının hayatında da geri dönülmez acılara neden oluyor.

En Sevilen Kitaplara Hemen Şimdi Sahip Olun!

Khaled Hosseini’nin yıllardır çok satan listelerinden düşmeyen Bin Muhteşem Güneş romanını yoksa siz hala okumadınız mı? Bu kitabı hemen şimdi sipariş verin, sepete özel fırsatlar ve hızlı teslimat avantajından yararlanmanın ayrıcalığını yaşayın!

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5x19,5

İlk Baskı Yılı : 2008