16 Mayıs 2021 Pazar

Veba Geceleri - Orhan Pamuk

        Akdeniz'de sanal bir adada geçen, giriş ve gelişme bölümleri çok güzel ama final bölümü gerçek tarihle , gerçek olmayan Minger adasının tarihini örtüştürmek için çok zırvalanmış bir roman. Eğer bir Orhan Pamuk kitabı olmasa okunmaz. Kolağası kullanılarak Atatürk'e göndermeler yapıldığı iddası ise asılsız. Kitabı okumayanlar saçmalamış. Toplum olarak en büyük sorunumuz okumamak, kitapta Cumhuriyetimizin kuruluş aşamasındaki bazı süreçlerle dalga geçen ifadeler var ama daha çok Osmanlı hanedanlığını küçük görüyor. Orhan Pamuk iyi bir yazar olabilir ama kesinlikle kötü niyetli. Böyle davranmasının nedeni belki üretkenliğini kaybetmesi nedeniyle gündemde kalma çabası olabilir. Fakat hiç okumayan bir toplum olduğumuz için ADD bile kargaları kovalama konusu ile Veba gecelerinde geçen  kargaların havalanması ile çıkan sesi ilişkilendirmiş. En başta kolağasının hayatının hiçbir evresi Atatürk'e benzemiyor, davranışları ve olaylara karşı tutumu da çok farklı. 

Odatv den Sevda Kaynar kitapta Atatürk'e hakaret varmış gibi bir yazı yazmış ama kitabı okuyunca böyle bir şey olmadığı ortada, kargaları kovalama kısmı bile yok ,kitapta kargalarla ilgili geçen bulduğum tek kısım



Diğer bir tuhaflık ise;

 "İlk kurşunu kimin attığı konusunda Osmanlı ve Türk yazarlarının ayrı; Minger..."


        Burada yazılan cümle nasıl yorumlanır bilmiyorum ama Osmanlı ve Türk yazarlar farklı mı ? Osmanlı hanedanlığı Türk değil demek istiyorsa, anlayabilirim ama Osmanlı ve Türk yazarlar nasıl farklı oluyor ?  






Aşağıdaki tanıtım bülteni www.yapikrediyayinlari.com.tr den alınmıştır. 





Sayfa Sayısı: 544
Boyut: 13.5 x 21 cm

Orhan Pamuk’un üzerinde 5 yıldır çalıştığı “Veba Geceleri”, 1901 yılında 3. Veba Pandemisi döneminde Osmanlı’nın 29. Vilayeti Minger adasında geçiyor.  Hem sürükleyici bir siyaset ve aşk romanı hem de Pamuk’un salgın, karantina, devlet ve birey konularını bir masal havasıyla tartıştığı bu tarihi roman, konusuyla yaşadığımız günlere de ışık düşürüyor.

1901 baharında Osmanlı İmparatorluğu’nun 29. vilayeti Minger Adası’nda veba salgını baş gösterince Sultan Abdülhamit önce Sağlık Başmüfettişi kimyager Bonkowski Paşa’yı, onun arkasından da genç ve başarılı Doktor Nuri’yi salgını durdurması için adaya gönderir. Padişah kısa bir süre önce genç doktoru, sarayda hapis hayatı yaşattığı ağabeyi önceki padişah V. Murat’ın kızı Pakize Sultan ile evlendirmiştir ve Pakize Sultan da bu yolculukta kocasına eşlik etmektedir. Adada ise genç ve milliyetçi Osmanlı subayı Kolağası Kâmil, onun âşık olduğu adalı Zeynep ve her şeye yetişmeye çalışan Vali Sami Paşa ile güzel sevgilisi Marika vardır. Karantina yasaklarına itaat edilmesi için çaba harcayan bu insanların vebayla, adadaki geleneklerle ve sonunda birbirleriyle ve ölüm tehditleriyle savaşının ve yaşadıkları aşkların hikâyesidir “Veba Geceleri”.

“Pamuk yaşayan en büyük yazar.”  -LE POINT, FRANSA

“Pamuk, en iyi kitaplarını Nobel’den sonra yazan eşsiz bir yazar.” -THE INDEPENDENT, İNGİLTERE

“O ne bir ideolog, ne bir siyasetçi, ne de bir gazeteci. Orhan Pamuk büyük bir romancı.” -THE NEW YORK TIMES, ABD


  

Bin Muhteşem Güneş - Khaled Hosseini

             Afganistan'da geçen bir hikaye. Çocuk olmak, kız çocuğu olmak çok zor , şeriat düzeninde zaten yaşam zor. Kitap, iki kızın hayatını anlatıyor, hikaler bir noktada kesişiyor, önce birbirlerini hiç sevmiyorlar sonra ise çok iyi bir arkadaş oluyor hatta anne kız oluyorlar. O kadar ki hiç çekinmeden birbirleri için canlarını vermeye hazırlar. Afganistan kaosunu yaşayan halk gözünden çok güzel anlatılmış Khaled Hosseini. Savaşı sadece askerlerin arasında geçen bir olay olarak görmeyip, en çok etkilenenlerin sivil halk, çocuklar ve kadınlar olduğunu gösteriyor. Bence bu sadece bir kitap değil, şeriat özlemi duyanların okuması gereken, şeriatın dipsiz bir kuyu olduğunu  ispatlayan yaşanmış olayların romana uyarlaması. Öylesine kötü bir düzen ki bu düzeni savunanları içine alıp yok ediyor. Demokrasi ve özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğunu genç nesillerin anlaması için okullarda okutulması gereken bir kitap. 

Aşağıdaki tanıtım bülteni www.dr.com.tr internet sitesinden alınmıştır.





Bin Muhteşem Güneş Kitap Açıklaması

Bin Muhteşem Güneş

Uçurtma Avcısı romanıyla dünya çapında büyük beğeni toplayan Khaled Hosseini, ikinci kitabı Bin Muhteşem Güneş ile okurlarının beklentisini yine fazlasıyla karşılıyor. Afgan asıllı yazar, Uçurtma Avcısı gibi bu romanında da doğduğu toprakların kader çıkmazını konu ediniyor. Yaşamlarının kesişmesi üzerine sıkı dost olan iki kadının anlatıldığı Bin Muhteşem Güneş, yüreklere dokunan öyküsüyle zihinlerde iz bırakıyor. Bu romanı okurken, siz de içinde kendinizi bulacağınız bambaşka yaşamlara tanıklık edeceksiniz.

İki Farklı Hayat, Bir Göz Oda

Bin Muhteşem Güneş romanı; çarpıcı öyküsüyle sadece Afganistan’daki zorlu koşullara değil, tüm dünyadaki kadınların yaşadığı sorunlara ışık tutuyor. Romanın ana kahramanları olarak okurları, birbirinden çok farklı koşullarda büyüyen Meryem ve Leyla adlı iki kadın karşılıyor. Evlilik dışı bir ilişkiden dünyaya gelen Meryem hayata büyük zorluklarla başlarken, bir öğretmenin kızı olan Leyla ise çok başarılı ve popüler bir çocukluk geçiriyor. Ancak her ikisinin de başına gelen acı olaylar, yıllar sonra yollarının kesişmesine vesile oluyor.

Çocukluğunda annesinin ölümü üzerinde zorunlu olarak babasının evinde yaşamaya başlayan Meryem, ailenin onu istememesi üzerine küçük yaşta evlendiriliyor. Ve kocası Raşit, çocuk sahibi olamadıkları için Meryem’i sürekli aşağılayarak ona yıllarca eziyet ediyor. Bu sırada yan evde yaşayan Leyla, ailesini savaşta kaybettiği için Meryem’in evine taşınmak zorunda kalıyor. Fakat son derece kötü ve çıkarcı bir adam olan Raşit, genç kızın evlerinde kalabilmesi için onunla evlenmeyi şart koşuyor.

Aşk ve Mecburiyetler…

Leyla başka birine aşık olmasına rağmen, çaresizlikten Raşit’le evlenmeyi kabul ediyor. Ancak genç kızın Meryem’den yaşça çok küçük olması, ikilinin rekabet etmesi yerine anne-kız gibi yaşamasını sağlıyor. Raşit ile evlendiğinde aşık olduğu adamın çocuğunu taşıyan Leyla, bu sırrı yeni eşinden gizleyerek ona Azize adlı bir kız evlat veriyor. Sonrasında da Raşit’ten olma bir evlat daha doğuruyor. Doğan bu erkek çocuk ise Zalmay adını alıyor. Ve yıllar sonra Zalmay, toplumun ona biçtiği acımasız rol gereği iki kadının hayatında da geri dönülmez acılara neden oluyor.

En Sevilen Kitaplara Hemen Şimdi Sahip Olun!

Khaled Hosseini’nin yıllardır çok satan listelerinden düşmeyen Bin Muhteşem Güneş romanını yoksa siz hala okumadınız mı? Bu kitabı hemen şimdi sipariş verin, sepete özel fırsatlar ve hızlı teslimat avantajından yararlanmanın ayrıcalığını yaşayın!

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5x19,5

İlk Baskı Yılı : 2008

99' Yazı - Arzum Uzun

 Kitap nasıl elime geçti ve okudum bilmiyorum ama kurgusu güzel, sürükleyici bir hikaye. Daha genç kuşaklara uygun sanırım. Bilun isimli teenage bir çocuk gözüyle yaz tatilinde yaşadıkları anlatılıyor. Aile bireyleri hakkında gerçekleri öğreniyor, aşık oluyor, arkadaşlarına kızıyor ama onların kıymetini biliyor. Kitap biterken , öfkeli bir çocuğun son derece aklı başında bir birey olduğunu görüyoruz. Biraz hüzünlü, biraz eğlenceli bir kitap. Pandemi günlerinde okunabilir. 

Aşağıdaki tanıtım bülteni www.dr.com.tr den alınmıştır. 



99 Yazı Kitap Açıklaması

  Arzum Uzun, ’99 Yazı’nda 20. yüzyılın son yazını, sevilen kahramanı Bilun Yılmaz’ın gözünden, onun arkadaş çevresi ekseninde Bodrum’un renkli atmosferinde, kahkahalara boğulacağınız, ağlamaktan kendinizi alamayacağınız eşsiz bir kurguyla anlatıyor.

Sevilen romanları Süper Über ve Bitli Pileyboy’un kahramanları, Bilun, Cenda, Cenk, Ayda ve Luna’yı 15-18 yaşlarına döndürüp aynı yazlıkta buluşturduğu bu hikayede yazar, genç olmaya, ilk deneyimlere ve 90’ların o müthiş atmosferine; sosyo-kültürel yapı, zamanın ruhu, aile bağları, insan ilişkileri ve bir grup gencin yetişkinlik hayatlarını kökten değiştirecek olaylar dizisiyle mercek tutuyor. 

’99 Yazı bir gençlik romanı değil. Geçmişin geleceği nasıl şekillendirdiği üzerine tasarlanmış, eğlenceli anlatımıyla güldüren, dramatik yapısıyla hüzünlendiren bir anlatı. 

Eski Türkiye’ye ve Y kuşağına bir de Arzum Uzun’un gözünden bakın. 

(Tanıtım Bülteninden)

 

Hamur Tipi : 2. Hamur

Ebat : 13,5 x 19,5