21 Aralık 2012 Cuma

Hayalet Tugay - John Scalzi

 
 
 
                   Böylesine basit, uçuk bir konuyla başlayıp, savaşları ve sistemi sorgulayan, kafanızda soru işaretleri oluşturan bir kitap. Serinin ilk kitabının finalinde çok güzel bir aşk hikayesi vardı.
Söylediğim gibi kitaptaki saçmalıkları kabul ettikten sonra olaylar kendi içersinde tutarlı hale geliyor.
Yapay olarak, genetik bir örnekten yaratılan KSG askeri Jared, kısa süre de birey olmak için gerekli aşamaları kaydediyor.Fakat hüzünlü hikayesi, yaşadığı kimlik karmaşası bunun yanında tercihleriyle bizi üzüyor.
                  Bu kitabı okuyacak olanlar büyük beklentiye girmesinler. Genel olarak ilk kitapla pek bir bağlantısı olmasa da, zaman zaman bazı olaylarda ilk kitabın baş karakteri John Perry 'den bahsediyor. Bu nedenle ilk kitabı okumak, diğer ırklar hakkında bilgiler ve bağlantıları kurmak için faydalı olur. Sıra geldi serinin 3. kitabına.

Güvercinler Arasında Bir Kedi - Agatha Christie

                  
 
            Basit bir konusu var. Kısa zamanda okunabilecek bir kitap. Kitabın final bölümlerinde Hercule Poirot hikayeye dahil oluyor. Bu ana kadar polis cinayetler karşısında çok çaresiz, küçük bir kızın yapabildiği kadar bile yorum yapamıyorlar.
 
            Kitabın finali, geneline göre çok başarılı olmasına rağmen, kitabı Agatha Christie yazmamış gibi hissettim. Fakat genel olarak konu yine de Cristie'nin tarzına uygun, kitabın son bölümlerinde herkesin bir oda da toplanıp, gerçeklerle yüzleşmesi ve hırslı kişilerin hedefleri doğrultusunda yapabilecekleri insanı ürkütüyor. Bir başka ayrıntı ise; İngiltere o dönemde bile bankacılık sisteminin oturmuş olduğudur.  Değerli madenleri hemen bir bankaya götürüp bir çeşit kaydileştiriyorlar. Bu da sistemin bizden ne kadar ileride ve sağlıklı olarak geliştiğini gösteriyor.
            Kitabı bana hediye eden, Annem ve ablamın okumasını sağlayan Serkan Özer'e ayrıca teşekkür ederim.

Serkan Özer'in Blog adresi : serkanozer73.wordpress.com
 
 
 

28 Eylül 2012 Cuma

Zaman Çarkı - Ken Grimwood

                     
 
              Kitabı okurken bu yazar zaman kavramıyla kafayı bozmuş diyorsunuz. Özellikle benim gibi yazarın diğer kitapları sil baştan ve kayboluş kitaplarını okuduysanız.
Kromozomları bozulan ve sonsuz yaşamı süren, bu süreçte bütün sevdiklerinin bir bir ölümüne şahit olan kadının hikayesi. Bu sorunun sebebi biraz açıklanmaya çalışılsa da , çok mantıklı bir açıklaması yok.  Elise aslında çok mutsuz, sevdikleri çevresinde yaşlanıp ölürken sürekli seyahat etmek zorunda ve kitabın sonu böyle değil ama bir süre sonra ölmek isteyecek gibi.

22 Eylül 2012 Cumartesi

Çarın Laneti - Jasper Kent

Danilov beşlemesinin üçüncü kitabı.
Serinin bu bölümde Aleksey Danilov’un çocukları sahne alıyor. Fakat Yudin’den yine kurtuluş yok, yine çok etkin, yine çok sinsi planları var.
Kitapta bölümler ilerledikçe Tamara’nın başına gelen talihsizlikleri yavaş yavaş öğreniyoruz ve üzülüyor. Şanssız bir insan olduğu gibi yakınlarının ölümünü peşi sıra görüyor. Yaşayan oğlunun başka bir aileye verilmesine de engel olamamış.
Dimitry ise cinsel tercihleri ve seçtiği yol olarak babasını hayal kırıklığına uğratabilecek bir karakter. Tam bir aptal aşık. Yanlış kişiye aşık olma konusunda babasına benzemiş olsa da, zeka olarak babasının çok gerisinde.
Rus tarihi de verilen kitap, aslında çok güzel bir anlatım diline sahip, bunun yanında üç kitap sonunda vampir(vurdalak) uzmanı oluyorsunuz. Yazarın ikna yeteneği çok iyi , kitap bittiğinde vampirlerin var olan yaratıklar olduğuna inanıyorsunuz.
Jasper Kent umarım kısa sürede 4. Kitabı yazar ve bu kitap Can Yayınları tarafından Türkçeye çevrilip, basılır.

24 Ağustos 2012 Cuma

Arı Kovanına Çomak Sokan Kız & Millennium III - Stieg Larsson

               Üçüncü kitabın başlangıç bölümlerinde isveç gizli servisinden çok detaylı olarak bilgi verilmiş. Bu temponun biraz düşük gitmesine neden oluyor. Fakat kitap boyunca Salander'ın nasıl akıllıca taktikler izlediğini tespit ediyoruz. Başına gelen onca olaya rağmen resmi kuruluşlardan uzak durmasının haklı gerekçeleri varmış.
Aslında asosyal, kimseye teşekkür bile edemeyen ve herkese karşı mesafeli olan Salander'ın ne kadar çok arkadaşı olduğunu, ona yardım etmek için ne kadar uğraştıklarını hatta hayatlarını bile tehlikeye attıklarını görüyoruz. Yazara teknik konularda bir eleştiri daha, telefon üzerinden internet bağlantısı yapmak için telefonun internet yayını yapıyor olması gerekiyor. Bu belirtilmemiş.
Kitap bittikten sonra keşke bu maceraların devam etme şansı olsaydı diye düşündüm. Eğer yazar yaşasaydı, eminim Salander'ın maceraları devam ederdi.

30 Haziran 2012 Cumartesi

Ateşle Oynayan Kız & MILLENNIUM II - Stieg Larsson



           Mia,Dag ve Brujman öldürüldükten sonra Salander için zor bir dönem başlıyor, fakat böyle gelişmeler olacağını tahmin ediyormuş gibi bir yaşam sürmesinin avantajını kullanıyor. Hiçbir yerde iz bırakmadığı için polisin izini sürmesi de mümkün olmuyor. Salander ın saklandığı dönemde gelişen olaylar çok uzun anlatılmış. Bu arada Blonkvist gelmiş geçmiş en çapkın gazeteci/araştırmacı yazar olmaya devam ediyor. Kitap yazarına bir eleştiri ise yine teknik alanda olacak. Salander ın polis sistemine bile bu kadar kolay girmesi enteresan, genel de dışarıya açık olmayan sistemlere bu kadar kolay ulaşamazsınız. Çünkü sisteme özel güvenlik protokolleri olur. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Salander ın geçmişini öğreniyoruz. Yaşadığı olaylarda neden hep haksızlığa uğradığını, neden resmi kurumlardan hep kaçtığını anlıyoruz. Üçüncü kitaba başladım, beklentim yine çok yüksek. Yine mükemmel bir kurgu bekliyorum.

10 Haziran 2012 Pazar

Virgina Woolf - Mrs. Dalloway

       
           Kendinize işkence etmek, acı çekmek, ben bu dünyada neden yaşıyorum demek isterseniz mutlaka okuyun. Biraz genel kültür, biraz da yarattığı akımdan etkilendiğim için bu kitabı okumaya kalktım. Bir insan cadde de, karşıdan karşıya geçerken bu kadar çok şeyi nasıl düşünür diye sorgulamadan edemedim. Galiba ben hiç düşünmüyorum ya da bu kadar kapasitem yok. Virginia Woolf'un yarattığı karakterler Einstein dan daha akıllı, John Scalzi'den daha iyi hayal gücüne sahip, üstelik aynı anda 500 konuyu düşünüp, bunlar üzerinde değerlendirme yapabiliyorlar.
Kitaptan çok etkilendim, bu kitap bitmez, bunu bitiremem dedim. Bahsettiğim kitap son zamanlarda okuduğum en az sayfaya sahip olmasına rağmen defalarca bu cümleleri kurdum.


Aşağıdaki tanıtım bülteni www.dr.com.tr den alınmıştır.




Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Londra. Sıcak bir yaz günü Clarissa Dalloway o akşam vereceği büyük partiye hazırlanmaktadır. Aynı gün Hindistan'dan beklenmedik bir ziyaretçi gelir: İlk aşkı Peter Walsh. Onun bu apansız gelişi uzak bir geçmişin anılarını, eski arkadaşlıkları ve Clarissa'nın gençliğinde yaptığı tercihleri canlandırır zihninde. Bütün yaşamı, ilişkileri ve sıradan, tekdüze evliliğine götüren olaylar bir bir geçer gözlerinin önünden.

Clarissa çevresinde sürüp giden hayata ve o hayatın içindeki sayısız insana odaklanırken, yazar da çeşitli karakterler arasında gidip gelir ve onların yaşadıklarını Mrs. Dalloway'in akıp giden gününün içine yerleştirir. Virginia Woolf, 'Clarissa Dalloway'in hayatında bir gün' ü, en yetkin temsilcisi olduğu bilinçakışı tekniğiyle anlattığı bu romanında, erkekle kadın ve iki kadın arasındaki ilişkilere de bir pencere açıyor; karakterlerin her birinin iç dünyasına okuru da dahil ediyor; geçmişe ait benzersiz ama acı veren imgeleri bugünün imgelerine katıyor, toplumun dayattıklarının altında boğulan arzuları incelikle işliyor. Hayatı ve dış dünyayı her bir karakterinin gözünden ve zihninden muhteşem bir çözümlemeyle sunarken, zamanının ruhunu da başarıyla yansıtıyor.

Mrs. Dalloway, Türkiye'de ilk yayımlanışından 35 yıl sonra İlknur Özdemir'in çevirisiyle yeniden okurlarıyla buluşuyor.


İnce Kapak: 

Sayfa Sayısı: 208

Baskı Yılı: 2015


e-Kitap: 

Sayfa Sayısı: 157

Baskı Yılı: 2012


Dili: Türkçe
Yayınevi: Kırmızı Kedi





Ejderha Dövmeli Kız - Stieg Larsson


     Millenium üçlemesinin ilk kitabı, kitabı okudukça Stieg Larsson'un kaybının ne denli büyük olduğunu düşünüyorsunuz. Yaşasaydı çok değerli eserler verebilecek bir potansiyeli varmış.
Kitabin kurgusu mukemmel. Annemin önerisi ile okudum. İkinci ve Üçüncü kitabı okuduktan sonra belki filmini izlerim. Lisbeth Salander sorunlu bir karakter midir ? Yoksa toplum tarafından sorunlu olmaya itilmiş bir karakter midir ? İsveç gibi bir ülkede bile başına gelenleri düşününce, aslında bitmeyen intikam duygusuna hak veriyorsunuz.
Mikael ise gelgitler içersinde kararsız bir profil olarak başlayıp, iyi bir araştırmacı olduğunu ispat ediyor. Romanın temposu o kadar iyi ki uykuya tercih ettiğim nadir kitaplardan birisi oldu.
Kitabın finali güzel olmasına rağmen, son bölümlerinde hacker salander ın yaptıklarını açıklamaya çalışması yetersiz kalmış. Karşıdaki kişinin bilgisayarına herhangi bir uygulama indirebilirseniz, eğer yazdığınız program yeterince akıllıysa zaten bütün veriye erişebilirsiniz.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Kayboluş - Ken Grimwood

Kitabın ilk bölümleri çok sıkıcı, okurken her dakika daha çok üzülüyorsunuz. Fakat daha sonraki gelişmeler olayları çok farklı boyutlara taşıyor. Kitap bittiğinde, son bölümü bir daha okudum ve çok sinirlendim. Böyle bir son olmamalıydı.
Kitapdan çıkardığım ders ise; hiç kimsenin özel hayatına burnunu sokma. Başka bir boyutta(zamanda) yaşasa bile, bırak herşey olduğu gibi devam etsin.

Sil Baştan - Ken Grimwood

Çok kısa sürede okunabiliyor, okurken bile hayal alemine dalıyorsunuz, yazar çok iyi bir konu yakalamış. Tekrar tekrar hayatınızı yaşasaydınız, hatta sizin gibi kişiler olduğunu tespit etseydiniz ne yapardınız ? Kitapta da vurgulandığı gibi evrendeki kelebek etkisi ile bazı sonuçları değiştiremiyorsunuz. Önceden bildiğiniz olumsuz gelişmelerden kaçabiliyorsunuz fakat yeni sonuçlar başka olumsuz gelişmeleri doğurabiliyor. Kitabı okurken böyle bir imkanım olsa değerlendirir miydim dedim. Hayır. Tekrar yaşamaya gerek yok. Sadece finansal olarak hayal kurdum, son yıllarda bütün büyük borsa hareketlerini bilecektim. Hatta izlediğim kağıtların hareketlerini doğru olarak bilecektim. Bunun yanında bahis oyunlarından çok fazla para kazanabilecektim.

20 Nisan 2012 Cuma

Yaşlı Adamın Savaşı - John Scalzi

Bilimkurgu romanı, bazı ödüller almış ama biraz argo, küfür eklenenen bir çocuk romanı gibi. Ben hayal gücümü daha iyi kullanıp daha güzel bir eser yaratabilirdim.

Temel olarak konu, 75 yaşına ulaşmış kişiler dünyadaki mal varlıklarını bir vakıfa bırakıp, dünya dışına gidiyor ve burada DNAlarından yaratılan bilgisayar destekli 25 yaşında bir organizma içersinde savaşa katılmak üzere hazılanıyorlar. Bunun süreçleri anlatılmış fakat çok başarılı değil. Bütün roman bir sanal alem de olabilir.

Hiçbir kitabı değerlendirmek için acele etmemek gerekiyor. Kitabın son bölümleri çok güzeldi, bu kitabın devamı olan Hayalet Tugay isimli kitabı da alıp okumayı istiyorum.

10 Nisan 2012 Salı

On Üç Yıl Sonra - Jasper Kent

On İki kitabının devamı niteliğinde Jasper Kent tarafından yazılan serinin ikinci kitabı. Yüzbaşı Danilov yada Aleksey artık Binbaşı. Birinci kitapda olduğu gibi heyecan eksik olmuyor. Aleksey'in vampirlere(vurdalaklara)  karşı mücadelesi devam ediyor. Fakat bu sefer ilk kitaptan farklı olarak, Aleksey, Rusyanın geleceğinde etkili bir konumda. Tarihi bilgilerle desteklenen güzel bir kitap daha. Umarım Danilov beşlemesinin üçüncü kitabı en kısa sürede Türkçe'ye çevrilir.

26 Şubat 2012 Pazar

On iki - Jasper Kent

Romanı okurken, Rusya'da , özellikle Moskova'da yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Tasvirler son derece etkileyici. Fakat bölümler ilerledikçe doğa üstü güçler ve olaylar artıyor ve açıkcası biraz hayal kırıklığına uğradım. Fakat eğer vampir hikayeleri okuyabilecekseniz, güzel bir kitap.