20 Kasım 2014 Perşembe

Halkın İradesi - Jasper Kent

          
             Danilov beşlemesinin 4. kitabı. Bu sefer başrolde Aleksy'in torunları Luka ve Mihail var. Yine Yuda ve Zimeyeviç yenilmeyen düşmanlar. Bir de Vurdulak Dayı Dimitriy var tabi. Kitaba ismini veren Halkın İradesi örgütü, Çar rejimine karşı, halk adına özgürlük mücadelesi veren, bence terörist, acımasız bir çete. Gözlerini kırpmadan gerekirse kendi arkadaşlarını bile öldürüyorlar. Mihail, dedesi gibi cesur, doğruları yapmaya çalışan ve Romanov hanedanlığını koruyan, aynı zamanda bu hanedanlığın kanını taşıyan bir kahraman. Annesi Tamara'dan öğrendiklerini ve Yuda'nın araştırmalarından okuduklarını kitap boyunca çok iyi kullanıyor. Kitabın belli bölümlerinde Yuda nın geçmişi hakkında anlatılan olaylar var. Zaten biliyorduk ama Yuda vampir değilken bile vampir karakterine uygun bir kişilik. Kitap bu sefer ağırlıklı olarak St.Petersburg da geçiyor. Bu yıl dolmuşa bindiğimiz Nevsyki Bulvarı, gezdiğimiz saray meydanı ve bronz at heykeli, yazlık saray, petro pavel kalesi, kazan katedrali gerçekten çok güzel yerler,  gezilip görülmeli. 5. Kitabı bekliyoruz.


Can Yayınları Tanıtım Bülteninden Alıntıdır.

Türkmenistan, yıl 1881. Gök Tepe Kalesi'nin zindanında bir tutsak var. İki yıldır bağlı olduğu sandalyeden kalkmamış, elli yıldan uzun süredir gün ışığını görmemiş biri. Şehir, Rusların kuşatması altında, çok geçmeden de düşüyor. Rus ordusundaki bir albay, çok özel bir nedenle burada bulunuyor. Albay Otrepyev kalenin mahzenine iniyor. Ne var ki, onun gelişi tutsak için özgürlük anlamına gelmiyor; albay sadece yeni bir zindancı, üstelik eski bir dost, yeni bir düşman. İkisi birlikte daha da eski bir düşmanla buluşmak için Rusya'ya dönüyorlar.
St. Petersburg'da başvampir Zimeyeviç, her zamanki gibi pusuda bekliyor. Çar II. Aleksandr'a gücünün yetmeyeceğini biliyor ama yeni çareviç için durum farklı. Otrepyev tutsağı ona getirince, Zimeyeviç ihtiyacı olan her şeyi elde etmiş olacak. Geriye sadece çarın ölmesi kalıyor. Ne var ki Gök Tepe'den gelen yalnızca Otrepyev'le tutsağı değil. Peşlerinden gelen subay, ne çarı ne Otrepyev'i ne de Zimeyeviç'i umursuyor. O kendi ailesinin intikamını almaktan başka bir şey düşünmüyor.
Bu arada çarın halka tanıdığı birtakım özgürlükler, halkın daha fazlasını istemesine yol açıyor; bazıları ise mutlak özgürlüğün diktatörün ölümüyle gerçekleşeceğine inanıyor. O inançla 1 (13) Mart 1881 günü Çar II. Aleksandr'a yaptıkları suikastle Rus tarihinde önemli yeri olan Halkın İradesi (Narodnaya Volya) örgütü, dünyadaki terörist örgütlerin ilk örneklerinden biri.
1812'de Rus tarihinin en kara dönemi sayılan Napoléon işgali sırasındaki gerçek olayları çarpıcı bir vampir öyküsüyle harmanlayarak başlayan "Danilov Beşlisi", bir yandan Danilov ailesinin, diğer yandan Romanov Hanedanı'nın korkulu rüyası olarak tam yüz elli yıl sürüyor ve çarlığın düşmesi, Danilov ailesinin son üyesinin de o korkulu rüyayı bitirmesiyle sona eriyor. Beşlemenin dördüncü kitabı olan Halkın İradesi de diğerleri gibi bir solukta okunan sürükleyici bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)
.

--------------------------------------------------------------------------------
512 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
 ISBN : 9789750721984
--------------------------------------------------------------------------------
 
Çeviri : Samim Sakacı

Bay Düdük - Aziz Nesin

 
           Aziz Nesin’in kısa hikayelerden oluşan bir başka kitabı. Hikayelerin hepsi çok güzel. İlk baskısı 1958 yılında yapılmış, benim okuduğum 15. baskısıydı. Hikayelerden çıkardığım temel sonuç ;
Daha 50-60 yıl öncesinden, karaktersiz, ikiyüzlü, düzenbaz bir toplum olma yolunda emin adımlarla günümüze geleceğimiz belliymiş. Neyse her toplum hak ettiği gibi yaşar.
 
 
 
 
 
Aşağıdaki kısım D&R tanıtım bülteninden alıntıdır.
 
 
Maçtan çıktık. Musa, fır fır öttürüp bize yol açıyor.
Düzlüğe çıkınca,
-Arabaya binelim dedi.

Binelim binmesine, ama nasıl bineceğiz? Ben diyeyim
beşyüz kişi, siz deyin bin kişi, araba, otobüs bekliyor.
Bir boş araba geldi mi, yüz kişi birden koşuyor.

-Bize iki günde sıra gelmez.
Musa,
-Sen dur! Dedi.

Önümüzden bir taksi gerçekten, cebinden düdüğü çıkarıp
fıır fıır öttürdü. Düdüğü öttürmesine, hızla giden taksi
döndü, geldi önümüzde durdu. Biz taksiye bindik. İşin
şaşılacak yanı, boş arabaya saldırmadı. Arabada,
-Ulan Musa, yoksa sen trafik müdürü mü oldun? Dedim.
Parmağını dudağına götürüp "sus" işareti yaptı.
Nişantaşıda taksiden indik. Musa cüzdana davrandı.
Şoför:
-Ayağını öpeyim, para istemez kurban olayım... Para
almadı.
-Şoför tanıdık mı? Dedim.
- Yoo..dedi.
-Ulan Musa, yoksa sen polis müdürü mü oldun?



Sayfa Sayısı: 136

Baskı Yılı: 2005


Dili: Türkçe
Yayınevi: Nesin Yayınevi
 

 

8 Kasım 2014 Cumartesi

Shantaram - Gregory David Roberts

             Kitap çok uzun olmasına rağmen keyifle okunuyor. David Roberts (Lindsay, Lin, Linbaba, Shantaram) bombay günlerini detaylı olarak anlatıyor. Öylesine farklı kesimlerden öylesine detay veriyor ki , Bombayda yaşayan bir Hintli bile bu kadarını bilemez. Kitapta karakter tasvirleri çok güzel yapılmış. Onlarla ilgili gelişmelerde bazen üzülüyor bazen seviniyorsunuz. Prabaker karakteri çok komik, duru, saf ama sonrası çok hüzünlü. Karla büyüleyici ve kahramanımızın büyük aşkı, Kadirbhai, baba gibi gördüğü kişi fakat kahramanımız kitabın sonunda gerçeklerle yüzleşiyor, biraz hayal kırıklığı biraz aldatılmışlık var ama herşeyi olgunlukla karşılıyor. Kitabın hapishane ve Afganistanda geçen bölümleri çok ama çok sinir bozucu ve üzücü. Bu kitap ne anlatıyor derseniz, Hindistan, yaşam tarzı, gelenekleri, arkadaşlık, mafya, savaş, aşk, romantizim, felsefe fakat bence en önemlisi kanun dışı kişilerin bile belli bir düzeni belli bir sistemi Bombayda kurmuş olmasını anlatıyor. Kitap bir bu kadar daha olsa yine okunur, yazarın kendine bağlayan bir büyüsü var. En çok merak ettiğim konu bu zaten. Böyle bir kitap nasıl yazılır ?

              Bu kitabı okumadan önce dünyada görülebilecek yerler listesinde benim için Hindistan vardı. Fakat artık bırakın Hindistanı görmeyi, civarındaki ülkelere bile gitmem. Bu arada kitapta bahsedilen nüfus konusunda rahatlık, şu andaki iktidarın hedefleriyle çok uyumlu, umarım Türkiye hiçbir zaman Hindistan olmaz.

 
 
 
 
 
www.dr.com.tr den alıntıdır.
 
“Aşk, kader ve yaptığımız seçimler hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun sürdü, dünyanın pek çok yerini dolaşmam gerekti ama hepsinin özünü bir anda, bir duvara zincirlenmiş halde işkence görürken kavradım.”

“Eşsiz, kesinlikle çok cesur ve inanılmaz vahşi. Shantaram en zengin hayal güçlerini bile hazırlıksız yakalayacak.”
-Elle

“Shantaram ilk cümlesiyle tavlıyor. Heyecanverici, dokunaklı ve korkutucu... Muhteşem bir roman.”
-Detroit Free Press

“Çok zekice... Canlı karakterlerle dolu.Ama Shantaram'daki en güçlü karakter şehrin ta kendisi, Bombay. Roberts'ınHindistan'a, orada yaşayan insanlara duyduğu içten sevgi, kitabı okumayı daha da zevkli kılıyor. Roberts bizi Bombay'ıngecekondularına, uyuşturucu satılan mekanlarına, batakhanelerine, barlarına götürüyor ve, siz de gelin, diyor. Biz de gidiyoruz.”
-The Washington Post



Sayfa Sayısı: 863

Baskı Yılı: 2014


Dili: Türkçe
Yayınevi: Artemis Yayınları