30 Aralık 2015 Çarşamba

Kurucunun Kızı - Amy Engel

Kurucunun Kızı - Amy Engel


           Fazla bir beklentiyle okunmaması gereken bir kitap. Konusu basit, ortamı canlandırması zayıf, yazarın dili ya da çeviri akıcı değil. Bütün bunlara rağmen okunabilir bir kitap. Konusu, aksiyon macera tarzında birazda romantizm var, bence kitap bitmemiş, yazar bitirmek istememiş gibi bir son var. Aslında kitap hakkında söylenebilecekler bundan fazla değil.
Tanıtım Bülteni www.dr.com.tr sitesinden alıntıdır.


Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı. 

Bu yıl benim sıram gelmişti. Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan'ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim. Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım… 

"Bir oturuşta okudum. İ-NA-NIL-MAZ-DI! O nasıl bir sondu öyle?!" - Wendy HIggIns, Tatlı Şeytan ve 
-Tatlı Tehlike romanlarının yazarı-

"Etkileyici ve ince düşünülmüş bir dünya, merak uyandırıcı bir başlangıç, cesur bir kahraman." ?
- KIrkus RevIews-

"Güçlü karakterler, karmaşık ilişkiler, politik entrikalar ve ihanet, kitabı elinizden bırakmanıza engel olacak; daha fazlası için sabırsızlanacaksınız!" 
-School LIbrary Journal-

"Kurucunun Kızı'nda bir distopyada arayacağınız her şey var: tüyler ürpertici bir olay örgüsü, heyecan verici karakterler ve her kelimesi özenle yazılmış bir hikâye."
-InsIghtful MInds RevIews-
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 272

Baskı Yılı: 2015


Dili: Türkçe
Yayınevi: Yabancı


Yabancı - Camilla Lackberg

Yabancı - Camilla Lackberg


        Yine bir kuzey ülkesi, zor isimler, bilmediğimiz kasabalar; sonuç vasat bir kitap. Biraz zorlama bir hikaye olmuş, belki Agatha Christe kitaplarından sonra cinayet romanları beğenmek çok zor ama gerçekten olmamış. Hikayedeki kurgu bile çok yetersiz olmuş fakat tatilde okunabilecek bir kitap, sonunda yeni bir kitap konusuna açık halde bitmiş. Big Brothers yarışması İsveç'te de  yapılıyor ve çok rezil durumda, aslında herşey bir senaryo, fakat rating uğruna herşeyin yapıldığı bir dünyada yaşıyoruz.

Aşağıdaki bülten http://www.eganba.com/ adresinden alınmıştır.



Arabasında ölü bulunan genç bir kadın...Kaza süsü verilmiş cinayetler. Korkunç sırlar sonsuza kadar saklanamaz...
Avrupa'nın en çok okunan polisiye yazarlarından Camilla Lackberg
Şarampole yuvarlanmış bir arabada genç bir kadın ölü olarak bulunur. Arabadaki boş votka şişesi ve yoğun alkol kokusu kadının içkili araç kullanarak kaza yaptığını göstermektedir. Ancak yakınları, kadının hiç içki içmediğini söylemekte, adli tıp bulguları da onları desteklemektedir.
Aynı günlerde şehir bir reality show'a da ev sahipliği yapmaktadır. Şehir adeta dev bir stüdyoya dönmüş, katılımcıların her hareketi kayıt altına alınmaktadır. İçkinin su gibi aktığı bir partinin sabahında katılımcılardan biri öldürülmüş olarak bulununca Patrik ve ekibinin işi iyice zorlaşır.
Araştırmalar derinleştikçe kaza süsü verilmiş başka cinayetler de çıkar ortaya. Geniş bir coğrafi alana ve zamana yayılan, görünürde birbiriyle bağlantısız bu cinayetler çözülmezse, yenilerinin işlenmeyeceğinin garantisi yoktur.
Lackberg korkunç sırların sonsuza kadar saklanamayacağını ve suskunluğun ruhu nasıl öldürdüğünü büyük bir ustalıkla anlatıyor.
- Publishers Weekly


Özellikler
Barkod :9786050927900
Boyut :13.50x21.00
Sayfa Sayısı :368
Basım Yeri :İstanbul
Basım Tarihi :2015-06
Kapak Türü :Ciltsiz
Kağıt Türü :2. Hamur
Dili :Türkçe
Format :Kitap

25 Ekim 2015 Pazar

Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk

Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk

           Füsun ve Kemal arasında geçen aşkı anlatan bir kitap. Kitabı okurken bir insan aşık olup kendini bu kadar rezil edebilir mi diye soruyorsunuz. Kemal takıntılı, kleptomani, ruh hastası bir kişilik. Çaldıklarının masum bir amacı olduğunu düşünüyor ve bu konuda okuru ikna etmeye çalışıyor ama çok hasta, bence tedavi edilmesi gerekiyordu. Kitabın Nişan bölümünde, kısa bir süre Orhan Pamuk'un hikayeye girdiğini görüyoruz. Kitabın sonunda ise konuların geneline hakim ve akışı kendisinin bitirdiği bir kitap olmuş. Zaten yazarı kendisi olduğuna göre farklı bir şey olamaz diye düşünüyor olabilirsiniz ama kitabı okuyunca ne demek istediğim daha net anlaşılır. Kitabı yine bir Orhan Pamuk kitabı olduğu için okudum, konusu daha doğrusu romantizmi beni hiç ilgilendirmediği gibi hikaye çok saçma, eski bir Türk filmi gibi. Bu kadar kötü bir hikayeyi neden baştan sona okudun derseniz işte orada yazar farkı söz konusu. Başka bir yazarın kitabı olsa, kesin yarım bırakırdım.

Aşağıdaki kitap tanımı www.dr.com.tr sitesinden alınmıştır.





"Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum."

Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk'un harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor...

1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi: Hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, Masumiyet Müzesi, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak.

Masumiyet Müzesi'ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz.

Romanı yazdıktan dört yıl sonra, 2012'de, Pamuk romanıyla aynı adlı müzeyi Çukurcuma'da açtı. Şimdiye dek on binlerce ziyaretçinin gezdiği müze için ünlü sanat tarihçisi Simon Schama, Financial Times gazetesine yazdığı yazıda, "Dünyadaki en güçlü, en güzel, en insanî ve en etkileyici çağdaş sanat eseri," diye yazdı. "Aynı zamanda hem şiir hem karamizah gibi; hem zarif ve şefkatle dolu, hem de kutu kutu, vitrin vitrin, estetik olarak muhteşem."
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 465

Baskı Yılı: 2015


Dili: Türkçe
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

20 Eylül 2015 Pazar

Kavgam - Karl Ove Knausgaard

           

       Aklı başında insanların okumaması gereken bir kitap. Kitap aslında ruh hastası Norveçli yazarın hayatının seçilmiş kısımlarını anlatıyor. Hep bir şeyler yakalarım diye okudum, ya çevirisi çok kötü ya da gerçekten çok başarısız bir kitap. Kitapda ne anlatılıyor derseniz, Karl Ove'un bakış açısından yaşadığı olaylar anlatılıyor. Kitabın son 100 kusür sayfası, babasının cenazesi ve ölümüyle ilgili. Bu kitabı kimseye önermem, Newyork times nasıl olup da bu kitabı bestseler yapmış anlamadım, büyük ihtimal isim benzerliğinden insanlar yalnışlıkla almıştır.

Aşağıdaki tanıtım bülteni www.dr.com.tr den alınmıştır.




"Kalp için hayat basittir: Atabildiği kadar atar. Sonra durur."

Hiçbir sır bırakmayan bir dürüstlükle yazıyor Knausgaard. O yazdıkça nefesler tutuluyor, heyecandan kalp çok kereler duracak gibi oluyor. Onun yaşamına giriyor, kendi kalbinizden çok ama çok uzaklara gidiyorsunuz ama bir anda orada sadece kendi kalbinizin attığını duyuyorsunuz. Knausgaard Kavgam'da eşsiz bir ustalıkla bize yaşamlarımızı geri veriyor.

'Karl Ove'nin kayda değer yeteneği ki bu yetenek bugünlerde ender bulunuyor, tamamen anda ve kendi varlığının farkında olması. Her detay süsleme ve gösterişten uzak bir biçimde ortaya konuyor, sanki yazmak ve yaşamak eşzamanlı oluyormuş gibi. Sizi tamamen içine çekiyor. Onun hayatını onunla birlikte yaşıyorsunuz.'
-Zadie Smith, New York Review of Books-

Kavgam'ın ilk iki cildinde sıtma ateşine tutulmuş gibi oldum. 4 gün boyunca okumaktan başka çok az şey yaptım, e-postalarımı cevaplamadım, köpeğimi yürüyüşe çıkarmadım, bulaşıklar lavaboda yığıldı. Anlatının ışıkları sizi olduğunuz yere mıhlıyor, tıpkı otobanın ortasında kalakalmış bir hayvan gibi.'
-Dwight Garner, The New York Times-

'Kavgam, Knausgaard'ın sıra dışı 6 ciltlik romanı tüm bilinen ticari reklamları alt üst ederek yazarını bir rock yıldızı haline getirdi. Sadece Norveç'te 450.000 adet satıldı, her 9 yetişkinden biri Kavgam'ı okudu.'
-Emma Brockes, The Guardian-

'Bırakamıyorum, bırakmak istiyorum, bırakamıyorum, sadece bir sayfa daha, sonra akşam yemeğini hazırlayacağım, bir sayfa daha…'
-Västerbottens-kuriren, İsveç-

'Bu destansı maceranın ilk ilk bölümü, bıkkın ve yorgun okurları bile hayata bağlayacak.'
-The Independent-

'Knausgaard'ı okumak Google Earth'e ilk kez bakmak gibi; uzaydan kıtayı, ülkeyi, sonra büyüdüğünüz kasabayı ve caddeyi yakınlaştırıp tıklıyorsunuz. Hepsi orada, sadece tıklamaya devam edin.'
-London Review of Books-

"Kavgam dürüst ve ustaca çekilmiş bir 'selfie'"
-John Powers-

'Kavgam şaşırtıcı bir biçimde büyülüyor - ayrıntılar ve içtenliğin birleşimi, başka birinin beynine girme illüzyonu yaratıyor. Kavgam, kavgaya değer.'
-GQ-

'Ardı ardına gelen her kitapta Bay Knausgaard, günümüzün en önemli yazarlarından biri olma ününü pekiştiriyor.'
-The Observer (UK)-

'Knausgaard hayatını tüm ayrıntıları ile yazıyor, içine girerek ve içindeki titreşimleri kağıda dökerek.'
-Joshua Rothman, Page-Turner-

'Çok güçlü ve canlı… Nefis, kalıcı ve tanrısal paragraflar… Knausgaard son derece çarpıcı ve tamamen dürüst. Evrensel endişelerin sıradan, banal seslerinden korkmuyor çünkü bunlar zaten hayatın akışı ve hepsi farklı şekillerde de olsa herkesin başına geliyor. Knausgaard'ın kitabında, aralıksız, sonu gelmeyen bir tat var. Sonuç cümleleri sakin, yalın ve başarılı. Walter Benjamin'in 'gerçeğin efsanevi yönü' dediği şeye sahipler.'
-James Wood, The New Yorker-

'Müthiş bir roman... Çaresiz bir halde devamını bekliyorum cümlesinden başka bir şey söyleyemeyeceğim.'
-Dagsavisen, Norveç-

'Tamamen sürükleyici, şaşırtıcı bir içgörü ile aydınlanmış sayfaları ve yürek paraçalayıcı dürüstlüğü ile Kavgam dünya edebiyatına tek bir karakteri sunarak bizi insanoğlunun zihninin derinliklerine çekiyor.'
-Phillip Lopate-

'Kavgam insanın bakış açısını değiştiren bir kitap. İncil gibi.'
-Heather Mallick, The Toronto Star-

Karl Ove Knausgaard (1968)
Norveç Oslo'da doğmuş olan yazar Karl Ove Knausgaard, tüm dünyada edebi bir sarsıntı yaratan Kavgam adlı 6 kitaptan oluşan romanlar serisi ile tanınmaktadır. Kavgam'ın ilk kitabı 2009'da basıldıktan hemen sonra beş milyon nüfuslu Norveçte büyük bir sansasyon yaratarak yarım milyonluk bir satış hacmine ulaşmıştır. Serinin etkileri dalga dalga yayılarak Amerika ve Avrupa'yı derinden sarsmıştır. Kavgam kısa bir süre içinde 22 dile çevrilmiş ve Knausgaard'ı dünyanın en sıradışı edebiyat fenomeni haline getirmiştir. Yazar şu an İsveç Österlen'de yine bir yazar olan eşi Linda Boström Knausgaard ve 4 çocuğu ile birlikte yaşamaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 492

Baskı Yılı: 2015


Dili: Türkçe
Yayınevi: Monokl

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Mahrem - Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu

          Fethullah Gülen Cemaati ve Adalet ve Kalkınma partisi arasındaki ilişkileri abd kriptoları üzerinden değerlendiriyor. Aslında bütün ilişkiler o kadar iç içe geçmiş ki , FGC ile AKP arasındaki geçen olaylar üzerinde abd kriptoları hatalı sonuçlar bile çıkarmış. Kriptolar, o tarihteki yalaka basın haberleri, gerçekleri bir arada ele almış bir kitap. Sadece bir kitap olarak ele almayın, çok ayrıntılı yazılımış bir araştırma raporu. Kitabı okumak çok kolay değil, bazı bölümleri biraz sıkıcı, biraz da zamanında çok ayrıntılı olarak bildiğimiz olaylar olduğu için herşey tekrar ediyormuş hissine kapılıyorsunuz. Eğer Türkiye'nin geleceğinden ümitliyseniz kitabı okuduktan sonra fikriniz değişebilir. Abd nin kuklası olan, ülke çıkarlarını hiç düşünmeyen, sadece cebini doldurmak isteyen kişiler tarafında yönetiliyoruz, herşey sanki amatör bir tiyatro oyunu gibi, bizler izleyicileriz, FGC ve AKP ise her yönüyle çok kötü, başarısız, yeteneksiz, şarlatanlar topluluğu.

Aşağıdaki tanıtım bülteni www.dr.com.tr den alıntıdır.








- AKP-Cemaat ortaklığı, bir kız çocuğuna tecavüz dosyasını neden ve nasıl kapattı?
- Fethullah Gülen'in Pensilvanya'daki evini kimler, neden bastı?
- Emniyet İstihbarat, ABD Büyükelçiliği'ne Erdoğan'a dair ne söyledi?
- Cemaat'in İmamı, hakkındaki iddiaları ilk kez nasıl yanıtladı?
- Hangi AKP milletvekillerinin özel hayatları Washington'a not edildi?
- Erdoğan'a, hangi AKP'lilerin "cinsel kabahatleri"ne karşı harekete geçmesi için baskı uygulandı?
- Emine Erdoğan'ın Mustafa Sarıgül'e vefasının altında ne vardı?
- Hangi Zaman gazetesi yazarı, karısını ABD Başkonsolosu'na şikâyet etti?
- ABD hangi konuda Hakan Fidan'ı esefle karşıladığını söyledi?
- Gülenciler TSK'daki havuz partilerinde neden bikini giyiyor?
- MİT'in istihbaratçı adaylarına okuttuğu ders kitabında neler yazıyor?
- Hangi ünlü gazetecilerin geçmişi isim isim fişlendi?
- 'Çok eşliliği' MİT belgesine konu olan muhalif parti lideri kim?
- Hangi ünlü işadamı ABD'li diplomata kendisini "Ben Amerika'nın avukatıyım" diye tanıttı?

Bu sorular ve daha fazlası… İsim isim, olay olay… İlk kez okuyacağınız gizli belgeler ışığında Türkiye'nin sırları ortaya çıkıyor.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 460

Baskı Yılı: 2015


Dili: Türkçe
Yayınevi: Kırmızı Kedi





8 Ağustos 2015 Cumartesi

Konstantiniyye Oteli - Zülfü Livaneli

 
 
                 Hikaye, yedi yıldızlı Konstantiniyye Oteli’nin açılış ve erken yılbaşı partisinde geçiyor. Bu partide bulunan kişilerin karakter analizleri yapılıyor, hayatlarından kesitler anlatılıyor. Bazıları günümüzde medyada adı sık sık duyulan sonradan görme, cahil ya da görgüsüz kişilere son derece benzer özellikler taşıyor.

                Kitabı okumanızı tavsiye ederim. Fakat kitap bittikten sonra biraz üzülüyorsunuz. Yok hikaye en azında başroldeki çift için mutlu sonla bitiyor. Üzüldüğünüz kısım bu kitapta anlatılan kişilerle dolu bir ülkede yaşıyoruz ve gelecekten beklentilerimiz çok karamsar bir tablo çiziyor. Bu arada, kitabı dikkatli okuyanların ilginç bulacakları kısımlar da mevcut. Bazı köşe yazarlarının daha okunabilir olmak için, basit basit cümleler kurarak, bir tarz yarattığını ve hiç okumayan bir toplumda okunur olmayı başardığı ancak içerik olarak çok zayıf yazılar yazdıkları eleştirisi var. Bence bu konuda eleştiri alan iki yazar, Yılmaz Özdil ve Bekir Coşkun.
 
 
Aşağıdaki açıklamalar www.dr.com.tr tanıtım bülteninden alınmıştır.
 
 
 
Zülfü Livaneli, zengin bir insan panoramasıyla İstanbul'un derinliklerine inerken şehrin büyülü, ama bir o kadar da acımasız atmosferiyle buluşturduğu okuru sıra dışı yolculuğa çıkarıyor.

2014 yılı Aralık ayının son günleri… Yedi yıldızlı Konstantiniyye Oteli'nin açılış günü ve erken bir yılbaşı kutlaması… İstanbul'un seçkin, kalburüstü simaları, Sultanahmet'teki eski Bizans sarayının kalıntıları üzerine yapılan otelde bir araya geliyor. Aralarında kimler yok ki? Politikacılar, belediye başkanları, Amerikan büyükelçisi, Fener Rum patriği, ünlü gazeteciler, gazete patronları, televizyon "yıldızlar"ı, eski ve yeni zenginler, büyük işadamları…

İstanbul'un yüzlerce yıldır yeraltında yatan ölüleri de davete çağrılmadıkları halde arzı endam etmekte sakınca görmeyip bu cümbüşe dahil oluyorlar. Ve elbette, bir otelin olmazsa olmaz çalışanları, garsonları, komileri, güvenlik görevlileri…

Velhasıl Konstantiniyye Oteli, aslında binlerce yıllık koskoca bir şehir olarak çıkıyor karşımıza. Değişen, dönüşen, ama barındırdığı şiddet nedense aynı kalan bir şehir…
(Tanıtım Bülteninden)


İnce Kapak:

Sayfa Sayısı: 480

Baskı Yılı: 2015


Ciltli:

Sayfa Sayısı: 480

Baskı Yılı: 2015


Dili: Türkçe
Yayınevi: Doğan Kitap

1 Ağustos 2015 Cumartesi

Son Ayin - Jasper Kent



              Danilov beşlemesinin son kitabı, seri artık bitiyor. Fakat bitmeyen, öldüğü düşünülen ama ölmeyen, başka bir bedende yaşayan bir yaratık, Yuda, bu bölümde de var.5 kitap içersinde en kötüsü, özellikle ayin sonrası hikaye çok zorlama olmuş. Danilovlar yine vampirleri öldürmeye devam ediyor. Kendisi vampir olan Dimitriy, torun Danilov'a yardım ediyor. Torun danilov artık 60 lı yaşlarda. Daha güzel bir final kitabı olabilirdi. Okumak isterseniz mutlaka ilk dört kitabı okuduktan sonra bu kitap okunmalı.

Not: Aşağıdaki açıklamalar www.dr.com.tr sayfasından alıntıdır.





Rusya, 1917. Bütün vampirlerin kralı Zimeyeviç ölmüştür. Tarih -Avrupa'da Drakula adıyla tanınan- büyük vampirin, 1893'te Eflak dağlarındaki kendi kalesinin surları altında öldüğünü kaydeder. Rusya'da Romanov Hanedanı'nın çarları iki yüzyıldır kanlarını zehirleyen lanetten kurtulmuşlardır artık. Ne var ki, yirmi yıl sonra Çar II. Nikolay yeni bir tehditle, kendi halkının tehdidiyle karşı karşıya kalır. Savaş, Rusya'yı dize getirmiştir ve halk değişime açtır. Devrim yaklaşmaktadır.

Kendisi de Romanov kanı taşıyan Mihail Konstantinoviç Danilov, yeni bir rejimin gelmesine olumlu bakar. Danilov da ataları gibi bir zamanlar Romanovları, Zimeyeviç tehdidinden kurtarmak için savaşmıştır - savaşmış ve kazanmıştır. Oysa şimdi boyun eğmez bir diktatörün hükmettiği bir Rusya için hiçbir gelecek umudu olmadığını görmektedir.

Onun bu mücadelesine yüz yıldan da önce doğmuş bir yaratık olan Dimitriy Alekseyeviç de katılır. Dimitriy Alekseyeviç Danilov varoluşunun yarıdan fazlasını bir vampir olarak geçirmiştir, yine de hâlâ çok insancıl bir isteği, ülkesinin özgür olması özlemi vardır.

Ancak, Romanov kanını zehirleyen lanetin üstü o kadar kolay örtülemez ve Mihail çok geçmeden on dokuzuncu yüzyılda kökünün kurutulduğu sanılan bir tehlikenin, yirminci yüzyılda yeniden canlanmasına kendisinin aracı olabileceğini keşfeder.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 544

Baskı Yılı: 2015


Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınları

5 Temmuz 2015 Pazar

Önce Çocuklar ve Kadınlar - Sunay Akın

      Titanic'den başlayarak bilinen bilinmeyen bütün gemiler hakkında birbirinden bağımsız hikayelerden oluşan bir kitap. Okuduktan sonra gördüğünüz bütün gemilerin mutlaka batması gerekir inancı hakim oluyor. Fakat bazıları sökülüp jilet yapılıyormuş. Hikayeler güzel ama sonunda hep gemiler battığı için bir süre sonra sıkılıyorsunuz. Benim gibi aynı anda birden fazla kitap okuyorsanız, bir tanesi bu kitap olabilir. Hikayeler bir kaç tanesi haricinde birbirinden bağımsız olduğu için her gece bir hikaya okunup, diğer kitaba geçilebilir .

Aşağıdaki tanıtım bülteni,  www.dr.com.tr sitesinden alınmıştır.







Önce Çocuklar ve Kadınlar mı? Önce Kadınlar ve Çocuklar mı? Ya da kimse bu gemiyi terk etmek istemez mi?
Sunay Akın tarihimizin kıymetli batıklarını: gemilerini, şairlerini, gezginlerini, aşıklarını vd. okurunu saran, sarmalayan üslubuyla adeta karaya çıkarıyor kaleme aldığı öykülerde. Bu kitabı okurken çalan çanları, acele içinde koşuşturup bağrışan miçoları ve hatta ayaklarınızı ıslatan dalgaları bile fark edemeyebilirsiniz…
Telaşa lüzum yok, bu gemi hiç batmaz!..



Sayfa Sayısı: 282

Baskı Yılı: 2014


Dili: Türkçe
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları

21 Haziran 2015 Pazar

Bay Mercedes - Stephen King


       Benim daha önce okuduğum klasik Stephen King kitaplarından farklı, polisiye türünde bir kitap olmuş. Basit bir konusu var, Türk filmi yapılabilecek bir hikaye. Bir gün kitap yazmaya karar verirsem daha güzelini yazarım. Dondurmacı katil çok dikkatli o kadar dikkatli ki her hareketi son derece kontrollü  fakat çok basit hatalar yapıp annesinin ölümüne sebep oluyor. Bir diğer saçma gelen konu ise sahte isimle nasıl kredi kartı aldığı, bu olay Türkiye'de mümkün değil. Kitapta mutlu son yok ama en azından artık intihar etmeyi düşünmeyen bir emekli polis var.






www.dr.com.tr sitesinden alınan tanıtım bülteni aşağıdadır.

Bakalım bu oyunda kim av, kim avcı olacak?

BILL HODGES: emekli polis

BRADY HARTSFIELD:Bill Hodges'un asla çözemediği cinayetlerin faili.

Şimdi bir kez daha büyük bir oyunda karşı karşıyalar. Dünyanın en çok satan yazarı Stephen King'den zamana karşı yarışan yüksek gerilimli bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 432

Baskı Yılı: 2014


Dili: Türkçe
Yayınevi: Altın Kitaplar

20 Haziran 2015 Cumartesi

Direniş Günleri Gezi'den Tahrir'e - Nihat Genç

Direniş Günleri Gezi'den Tahrir'e - Nihat Genç

Seçme köşe yazılarından oluşan bir kitap. Eğer bütün yazılarını okuyorsanız bu kitabı almanıza gerek yok. Sistem ama her şeyi sisteme bağlayan yazısı, bence en başarılı olanı. Biraz olumsuzluk yüklü yazılar ama medya eleştirileri yenilir yutulur gibi değil.


 
 

"Gezi Parkı'nda ağaçlar kesilmesin, AVM yapılmasın diyen bir avuç genç yola çıktı, bugun Gezi Parkı bütün AVM'lere karşı bir hal aldı. Gezi Parkı hızla, hesabı sorulmayan Roboski oldu, Gezi Parkı Reyhanlı oldu, Gezi Parkı bütün yasakçılara, yasaklara karşı oldu. Gezi Parkı dünyanın bütün yok olan ağaçları oldu.
Gezi Parkı başka bir şey oluyor.
Gezi Parkı polisin attığı bütün gaz bombalarına, iktidarın, belediyelerin ben yaptım oldu, dediğim dedik talimatlarına topyekûn nihai bir karşı koyma. Gezi Parkı elma oluyor, Gezi Parkı sabaha doğru demlenen çay oluyor, Gezi Parkı yeni fısıltılar, yeni kulaktan kulağa konuşmalar, yeniden tanışmalar, bozulan ezberler, Gezi Parkı başka bir şey oluyor. Gezi Parkı, iktidarın hukuksuzluklarına, yalanlarına, iftiralarına, ikiyüzlülüklerine, butun kibrine karşı bir hal alıyor. Gezi Parkı susmuşların, küsmüşlerin, umudunu kesmişlerin, arada derede kalmışların, uyutulmuşların silkinip cesaretini topladığı başka bir yer oluyor."
(Tanıtım Bülteninden)
Türkçe
216 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2013, 1. Basım
 ISBN : 9786054764501

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Bataklığın Kayıp Tanrıları - Elly Griffith

             İngiliz yazarın okuduğum ilk kitabı. Fena değil, kitabın belirli bölümlerinde çok üzüldüm. Kitapta sık sık bahsedilen gel git olayını aynı bölgede gördüm, gerçekten inanılmaz, denizin geri çekildiğini ya da geldiğini görebiliyorsunuz. Kitapta vurgulanan karanlık hava ve sürekli yağış potansiyeli bir süre sonra sizi çok sıkıyor. İngiltere de altı ay kaldım ve güneşli günlerin sayısı 9-10 gün değildi. Özellikle İngilizlerin cimrilikten loş ışıklarda oturduğunu da görünce iyice içiniz sıkılıyor. Hikaye aman aman bir hikaye değil ama okunuyor. Katili önceden doğru olarak tahmin ettim. Kitabın sonunda daha yaratıcı bir final olabilirdi.






Aşağıdaki metin www.dr.com.tr tanıtım bülteninden alıntıdır.


Geçmiş ölmüştü, bunu biliyordu. Ama aynı zamanda geçmişin karşı konulmaz olduğunu da biliyordu.
Ruth, kendi halinde bir yaşam süren bir arkeoloji uzmanıdır. Ta ki esrarengiz kaçırılma ve cinayet vakaları yüzünden Dedektif Nelson onun kapısını çalana dek… Genç kadın kendini, birbirleriyle ilişkili olduğu düşünülen kayıp çocuk davalarının ortasında ve büyük bir tehlikenin içinde bulur. Tüm bu olayların antik dönemlere ait bazı mistik inanışlarla gizemli bir bağı olduğunu keşfettiğindeyse pek çok sır gün yüzüne çıkar.

Ezber bozacak türden bir suç serisinin başlangıcı olan Bataklığın Kayıp Tanrıları'nı okurken asıl önemli olanın cevaplar değil sorular olduğunu göreceksiniz.

YORUMLAR
"Arkeolog Ruth Galloway'in maceraları okuru yeni bir tutkuyla tanıştırıyor!"
-Amazon-

"Mükemmel bir sır, canlı bir anlatım, ilginç karakterlerle dolu bu hikâye… Şimdiye kadar okuduklarınızdan çok farklı, Griffiths iyi iş çıkarmış!"
-Publishers Weekly-

"Güzel bir başlangıç. Karakterler ve ürkütücü hikâye baştan sona kadar büyülüyor."
-Kirkus Review-

"Antik arkeolojik buluntular, çözülmesi gereken esrarengiz cinayetlerle örülü bu roman, okuyucuları gizli kalmış bir cinayetin üstündeki sır perdesini aralamaya davet ediyor."
-Goodreads-

"Griffiths, zengin olay örgüsüyle heyecan veren yeni bir ses."
-Louise Penny-
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 352

Baskı Yılı: 2014


Dili: Türkçe
Yayınevi: Martı Yayınları

10 Mayıs 2015 Pazar

İN - Sabri Uzun

İN - Baykal Kaseti Dink Cinayeti ve Diğer Komplolar


          Kitap yazılırken herşeyin suçlusu cemaat yani Fethullah Gülen olduğu ispatlanmaya gayret edilmiş. Fakat dikkatli okunursa, konu edilen her olayda aslında akpnin de parmağı var. Komik ama bu kitabın tanıtımı ATV de yapılmış daha doğrusu akp yalakası medya organları kitabı tanıtmış. Bu nedenle bir çok arkadaşım böyle bir kitabı alma, taraflı olduğu çok açık dediler. Kısmen haklılar ama birlikte yürüyen bu iki oluşum, nasıl olupta çıkar çatışmasına girdi ve olaylar bu duruma geldi. Cemaat ve akpyi birbirinden ayırabilir misin ? Bence imkansız. Bu kitabı okumanıza gerek yok. Sinirleniriniz bozulur, polisler asla güvenmezsiniz.


www.dr.com dan alınan tanıtım bülteni aşağıdadır.


"Sabri Ağabey yakın dönemin önemli olaylarının şahitlerinden biri. Yaşananların arka planını çok iyi biliyor. Devlet geleneğini bozmamak adına görevdeyken öğrendiklerini uzun süre paylaşmak, yayımlamak istemedi. Sahip olduğu bilgilerin bir kısmının devlet sırrı değil 'Paralel Devlet Yapılanması'nın suçları olduğunu anlayınca da yazmaya karar verdi. Yazdıklarının çok önemli olduğu kanaatindeyim. İçeriğinin bir kısmını tahmin etsem bile İN benim için de yeni ve aydınlatıcı olacaktır."
-Hanefi Avcı-

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun'dan, uzun süredir beklenen kitap... İN, Emniyet'te 40 yıl görev yapan bir İstihbaratçının, teşkilat içinde yuvalanan Cemaat'le yüzleşmesini, mücadelesini, kurulan tuzak ve komploları anlatan, Türkiye gündemini sarsacak bir çalışma... İN, polis ve yargı içindeki çetenin karanlık faaliyetlerine isim isim, olay olay ışık tutuyor.

  • Deniz Baykal'a komployu kimler kurdu?


  • Gizli kayıt yapılan evlerin kapılarını kim açtı?


  • Hrant Dink cinayeti "tuzak içinde tuzak" mı?


  • MHP yöneticilerinin seks görüntüleri nasıl kaydedildi?


  • Recep Tayyip Erdoğan'a suikast yalanları ne işe yaradı?


  • Ergenekon, Balyoz, Odatv davaları aslında ne zaman başlayacaktı?


  • Tertiplerde rol alan basın mensubu Cemaat şakirtleri kimler?

  • (Tanıtım Bülteninden)



    Sayfa Sayısı: 360

    Baskı Yılı: 2015


    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Kırmızı Kedi




    26 Nisan 2015 Pazar

    Sonunda Ölüm Geldi - Agatha Christie

         Klasik bir Agatha Christie kitabı diyemeyeceğim. Kitap, eski Mısırda geçiyor. Konular, isimler, işler o döneme ait. Kitabı okurken katili doğru tahmin ettim. İmhotep çok aptal bir profil, çocuklarının beceriksiz ve aptal olduğunu düşünüyor ama çocukları çok daha akıllı ve hırslı.





    www.dr.com.tr tanıtım bülteninden alıntıdır.

    Eski Mısır'da kıskançlık, ihanet ve seri cinayetleri konu alan zekice yazılmış bir roman.
    MÖ 2000 yılında Mısır'da ölüm demek aslında yaşam demekti. Bir Ka rahibinin metresi olan güzel Nofret'in cesedi bir uçurumun dibinde bulunduğunda, birçokları, genç, güzel ve zalim genç kızın bu ölümü hak ettiğini düşünmüşlerdi. Tıpkı bir yılan gibi ölmüştü.

    Ama rahibin Nil kıyısındaki evinde yaşayan kızı Renisenb genç kızın bir cinayete kurban gittiğini düşünüyordu. Ve gün geçtikçe bu şüphesi güçleniyordu. Evin içinde esen kötülük rüzgârlarına aile bir türlü karşı koyamıyor, ihtirasları onları çaresizlik içinde cinayet işlemeye sürüklüyordu...

    "Yepyeni, şaşırtıcı bir roman... Ona karşı duyduğum hayranlık her gün biraz daha artıyor."
    Observer



    Sayfa Sayısı: 256

    Baskı Yılı: 2013


    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Altın Kitaplar 

    12 Nisan 2015 Pazar

    Bir Koltuk Nasıl Devrilir - Aziz Nesin


              Politikacıları eleştiren hikayelerden oluşmuş bir kitap. Eleştiri konuları günümüzde bile geçerli, hırsızlar ama çalışıyorlar söylemi.













    www.dr.com.tr tanıtım bülteninden alıntıdır.

    Vatan Evlatları Partisi'nin başında Kafakan Bey vardı. Kötü adam denilemezdi. Uluslararası toplantılarda uyumaktan, uyumadığı zamanlarda da burnunu karıştırmaktan başka kötü bir huyu yoktu.

    Kafakan Bey, Başbakan oldu. Onun Başbakan oluşunu, ana muhalefet partisi olan Yaşasın Memleket Partililer çekemediler. Her ne uğruna olursa olsun, Vatan Partisi'ni iktidardan düşürmek istiyorlardı. Durmadan burnunu karıştıran bir adamın Başbakan olması, ulusal onurlarına dokunuyordu.

    Kafakan Bey'in ve arkadaşlarının hırsız olduklarını gazeteler de yazdılar. Buna kimse aldırış etmedi.
    Halk,
    - Hiçbir işe yaramayan bir adam hırsız değil diye Başbakan olacağına, iş yapsın da varsın hırsız olsun... diyordu.
    Haklıydılar, çünkü Yaşasın Memleket Partisi de iktidardayken az hırsızlık yapmamıştı.



    Sayfa Sayısı: 175

    Baskı Yılı: 2014


    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Nesin Yayınevi

    8 Mart 2015 Pazar

    Kuzgunların Zulmü - Ruth Rendell



          Konusu İngiltere de geçen, iki eşi, aslında iki hayatı olan bir adamın kaybolmasıyla başlayan bir roman. İğrenç yalanlarla hayatını devam ettiren, gelir durumunu saklayan bu sahıs, yaptıklarının bedelini hayatıyla ödüyor. Kitapta kurgu ve sonuca ulaşma bölümü çok güzel. Dedektiflerin çok sayıda kişi ile görüşmesi ve bunların arasındaki ilişkiyi kurmak biraz zor geliyor. Fakat kitabı keyifle okudum.


    Tanıtım bülteni www.dogankitap.com.tr den alıntıdır.

    Kuzgunların Zulmü

    Çeviren: Ülkü Demirtepe
    Kitap Hakkında:
    Roman, bir adamın bir kadınla birlikte kaçması ve ardından polise yapılan kayıp başvurusuyla başlıyor. Olay, ilk bakışta basit gibi görünse de gelişmelerle birlikte giderek esrarengiz bir hal alıyor. "Kuzgunların Zulmü", Ruth Rendell’ın sinemaya da aktarılan Başmüfettiş Wexford karakterinin yer aldığı en etkileyici romanlarından biri.



    Cesetler Merdiveni - Agatha Christie

          Bir Miss Marple hikayesi. Roman, öldürülen 18 yaşında bir kız ve cesedinin bir evin kütüphanesinde bulunmasıyla başlıyor. Daha sonra bir tanesi daha öldürülüyor. Bu ölümlerle avantaj sağlayacak kişiler üzerine yoğunlaşılıyor. Her zaman olduğu gibi tahmin edilemeyen kişi katil çıkıyor.



    Tanıtım Bülteni www.dr.com.tr den alıntıdır.


    "Polisiye romanları ölümsüzleştiren yazar"



    Sayfa Sayısı: 175

    Baskı Yılı: 1994


    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Altın Kitaplar

    Türkiye Yanıyor Erdoğan'ın Terörle Dansı - Can Ataklı


                    Can Ataklı'nın geçtiğimiz yıllarda, Kürt Açılımı ve Hükümetin Suriye politikaları hakkında yazdığı köşe yazılarının derlenmesiyle oluşturulmuş bir kitap. Eğer yazarın bütün köşe yazılarını okuyorsanız, kitabı almanıza gerek yok. Kürt açılımına kadar 20 - 25 yıl boyunca PKK eylemlerinin Türk Kürt kardeşliğini bozmadığı ama açılım politikasının çok zarar verdiğinden bahseden çok sayıda köşe yazısı mevcut. Son bölümde ise, hatalı politikalar nedeniyle Suriye olayında Türkiye'nin yanlız kaldığı ve tam anlamıyla bir bataklığa sürüklendiği anlatılıyor.




    www.dr.com.tr den alıntıdır.

    Usta gazeteci Can Ataklı, Türkiye Yanıyor- Erdoğan'ın Terörle Dansı adlı kitabında Türkiye'nin etrafını saran terör yangınının nedenlerini sözünü sakınmadan bütün açıklığıyla ortaya koyuyor.
    PKK, Türkiye'nin Güneydoğu'sunda okulları yakıyor, Atatürk büstlerini kırıyor, yollarda denetim uyguluyor ve Türk bayrağını gönderden indiriyor.
    AKP Hükümeti ise müdahale edilmesini engelliyor ve sürece seyirci olmamızı istiyor. Neden?
    Yanı başımızda bir Büyük Kürdistan kuruluyor ve bunun Türk topraklarını da kapsayacağı açıktan ilan ediliyor. Hükümet ise Barzani'ye her türden desteği sağlamaya devam ediyor. PKK daha şimdiden müttefiklerimizin en yakın müttefiki olmuş durumda. Ama hükümetimiz gelişmeleri sadece seyrediyor. Neden?
    AKP'nin 6. yılına giren Kürt açılımı, terörün elini güçlendirirken ülke bütünlüğüne kayda değer zararlar verdi. Ayrıca AKP'nin sıfır sorun anlayışı Türkiye'nin uluslararası itibarına büyük bir darbe vurdu.
    AKP Güneydoğu'da neden Özerk Bölgeler yaratmayı amaçlıyor? Türkiye'nin sınırları neden siliniyor ve ordumuz ise gelişmelere neden seyirci? Yeni Osmanlı maceralarının arkasında hangi güçler var?
    İŞID ve El-Nusra terör örgütleri Suriye ve Irak'ı yangın yerine çevirdiler. Yüzbinlerce insan yerinden yurdundan edilmiş. Suriye ve Irak'ta kafalar kesiliyor, tecavüzler ve tehditler günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş durumda. Ama Türkiye'nin sınırları hala terör yuvalarına açık.
    Artık bombalar Hatay'da, Urfa'da ve Gaziantep'te de patlıyor, ama hükümetimiz hala terör örgütlerine silahlı ve lojistik destek veriyor.
    Yüzbinlerce Iraklı ve Suriyeli yerinden yurdundan edilmiş. Binlerce Suriyeli kadın ve çocuk büyük kentlerimizde perişan durumda ve dilencilikle geçiniyor. Erdoğan ise hala Allah'ın izniyle Şam'da namaz kılmaktan bahsediyor.
    İŞID terör örgütü artık Türkiye'yi doğrudan tehdit ediyor. Ama Erdoğan IŞID'i hala terör örgütü olarak görmüyor. Acaba neden? Yoksa IŞID, Erdoğan'ın amacına hizmet mi ediyor?
    Yoksa AKP'nin Suriye politikasının görünmeyen kısımları da mı var? Türkiye neden Suriye'ni bölünmesi için terör örgütlerine destek veriyor? Suriye bölünürse Türkiye mi kazanacak?
    Usta gazeteci Can Ataklı, Erdoğan'ın tehditleri sonucu gazetesinden uzaklaştırıldı, televizyon programlarına çıkarılmadı ve susturulmaya çalışıldı ama yılmadan, gizlenen ve bilinmeyen birçok şeyi ortaya çıkarıyor.
    Can Ataklı, Türkiye Yanıyor/Erdoğan'ın Terörle Dansı adlı kitabında Erdoğan'ın ve AKP'nin maskesini düşürüyor. Bu kitap sizi düşündürecek, bilgilendirecek, şaşırtacak ve size geniş bir bakış açısı sunacak.

    Usta gazeteci Can Ataklı, Kürt açılımı ve Suriye kriziyle ilgili sansürlenen gerçekleri yazdı.

  • AKP Kürt sorunundan ne anlıyor?


  • Açılım neye ve kime hizmet etmiştir?


  • Terörle pazarlık olur mu?


  • İçsavaş mı terörle mücadele mi?


  • Terör ile Kürdü birbirinden ayırmadan barış olur mu?


  • Kürt sorununda çözümsüzlüğün nedenleri ve çözümün yolları nelerdir?


  • AKP, MİT, BDP, PKK, KCK, Abdullah Öcalan, Barzani ve Talabani'nin Kürt politikası nedir?


  • Kürt açılımı, yeni anayasa, anadilde eğitim ve Kürt sorununu yandaş basın nasıl çarpıttı?


  • Kürt sorunu üzerinden Cumhuriyetle hesaplaşmak ne anlama geliyor?


  • ABD, Türkiye'de ve Ortadoğu'da nasıl bir oyun oynuyor?


  • Arap baharı, Ortadoğu'daki gelişmeler ve Suriye krizi nasıl değerlendirilmelidir?


  • AKP'nin iç ve dış politikadaki çıkmazları nelerdir?


  • Erdoğan'ın yanlış stratejisi ve Davutoğlu'nun dış politikası Türkiye'yi Suriye'de nasıl bataklığa soktu?


  • Türkiye uluslararası ilişkilerde itibarını nasıl kaybetti?

  • (Tanıtım Bülteninden)



    Sayfa Sayısı: 344

    Baskı Yılı: 2014


    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Kaynak Yayınları

    Kafamda Bir Tuhaflık - Orhan Pamuk




           Orhan Pamuk'un, saçma sapan, beni hiç ilgilendirmeyen konularda berbat bir romanı. Fakat kitaba başlayınca okuyorsunuz. Belki Orhan Pamuk kitabı olduğu için belki güncel bir kitap olduğu için. Konusu baştan sona gecekondularda geçiyor, fakirlik, sefillik içersinde, Mevlut iyi bir karakter olmasına rağmen bir türlü başarılı olamıyor. Kendisi sefil bir hayat sürerken evlenip dünyaya getirdiği iki çocuğunu da bu hayata mahkum ediyor. Fakat bu süreçte Mevlut çok mutlu, bunu nasıl başardığı ise bence bir muamma. Aptal, cahil eşi ise genç yaşta hem kendini hemde üçüncü çocuklarını öldürüyor. Kitap genelinde Mevlut, bozacılıktan bir şey kazanmasa da, bozacılık yapmayı seviyor. Kitabı bitirdiğinizden boza uzmanı oluyorsunuz. Bir sokak satıcısından boza alacaksanız. Yapılış koşulları ve hijen konusunu hiç düşünmeyin.





    Tanıtım Bülteni. www.dr.com.tr den alıntıdır.

    Kafamda Bir Tuhaflık hem bir aşk hikâyesi hem de modern bir destan. Orhan Pamuk'un üzerinde altı yıl çalıştığı roman, bozacı Mevlut ile üç yıl aşk mektupları yazdığı sevgilisinin İstanbul'daki hayatlarını hikâye ediyor. 1969 ile 2012 arasında, kırk yılı aşkın bir süre Mevlut, İstanbul sokaklarında yoğurtçuluk, pilavcılık, otopark bekçiliği gibi pek çok iş yapar. Bir yandan sokakların çeşit çeşit insanla dolmasını, şehrin büyük bölümünün yıkılıp yeniden inşa edilmesini, Anadolu'dan gelip zengin olanları izler; diğer yandan ülkenin içinden geçtiği dönüşümlere, siyasi çatışmalara, darbelere tanık olur. Onu başkalarından farklı kılan şeyin, kafasındaki tuhaflığın kaynağını hep merak eder. Ama kış akşamları boza satmaktan ve sevgilisinin aslında kim olduğunu düşünmekten hiç vazgeçmez.
    Aşkta insanın niyeti mi daha önemlidir, kısmeti mi? Mutluluk veya mutsuzluğumuz bizim seçimlerimize mi bağlıdır, yoksa bizim dışımızda mı gelişip başımıza gelirler? Kafamda Bir Tuhaflık bu sorulara cevap ararken aile hayatıyla şehir hayatının çatışmasını, kadınların ev içlerindeki öfke ve çaresizliklerini resmediyor.
    (Tanıtım Bülteninden)

    Sayfa Sayısı: 480
    Baskı Yılı: 2015

    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

    18 Ocak 2015 Pazar

    Şimdiki Çocuklar Harika - Aziz Nesin




                  İlkokul öğrencisi Zeynep ve Ahmet arasında mektuplaşmalardan oluşmuş bir kitap. Kitapta yetişkinlerin, çocuklarına karşı tutumlarına eleştiriler yer alıyor. Kitapta anlatılan çocuklar komik, gerçek, dürüst, sözünün eri, sorumluluk sahibi, aslında hepsi çok güzel, harika niteliklere sahip, fakat ebeveynleri çocuklarına karşı sürekli bir tiyatro oynama telaşında. Bu durum hem üzücü hem düşündürücü. İnsan sormadan edemiyor, acaba bu toplumun böylesine karaktersiz, iki yüzlü, hoşgörüsüz olmasının sebebi ailelerin çocuklarına karşı davranışlar mı ? Bu kitabı herkes okumalı. Aziz Nesin dehasını görmeli. Bazı beyinsizler ise bu kitabı çocuklara okutan öğretmenler hakkında soruşturma açmış.