19 Eylül 2021 Pazar

Bindokuzyüz - Alessandro Baricco

 Basit bir konusu olmasına rağmen, büyüleyici bir atmosfer yaratan kitap. Zaman zaman çok güzel piyano sesini hissediyorsunuz. Hayatı bir gemide geçen kimliği, resmi olarak varlığı olmayan bir birey. Zaman zaman hayali bir kişi mi diye düşünüyorsunuz. Doğumu ve ölümü, hiç iz bırakmadan yaşanmış bir hayat. Çocuğu olmayan herkes için bu durum geçerli olabilir. Şiirsel bir anlatım var, keyifle iki günde okudum. 

Aşağıdaki tanıtım bülteni canyayinlari.com sitesinden alınmıştır.



Özgün Adı : Novecento
Çevirmen : Şemsa Gezgin
Tür : Anlatı
Sayfa Sayısı : 64
Baskı Bilgileri : 1.Baskı 2007 , 3 .Baskı : Nisan 2018
ISBN : 9789750718304

Bayanlar ve Baylar... gemimize, her şeyiyle Titanic’e benzeyen bu yüzer kente hoş geldiniz, sakin olun, oturun, şu arkadaki bey Tanrı korusun diye kulağını çekti, çok iyi gördüm, Okyanus’a hoş geldiniz, sahiden ne işiniz var sizin burada, bir bahse girdiniz, alacaklılar peşinize düşmüştü, altın yarışında yaklaşık otuz yıllık bir gecikmeniz var, gemiyi görmek istiyordunuz ve kalktığının farkına varmadınız, sigara almak için iki dakikalığına çıktınız, şu anda karınız polise çok normal, iyi bir adamdı, otuz yılda bir gün bile kavga etmedik diyor... Neyse lafı uzatmayayım, dünyanın lanet olası her yerinden üç yüz mil ötede ve iki dakika sonra birisinin kusmaya çalışacağı bu yerde ne işiniz var kuzum?..

Bin Dokuz Yüz, 1900’lerin başında bir transatlantikte karton bir kutunun içinde bulunan ve yirmi yedi yıl boyunca o gemiden hiç inmeyen bir bebeğin büyüleyici öyküsünü anlatıyor. 

“Cennet Sineması”nın ünlü yönetmeni Giuseppe Tornatore’nin beyaz perdeye uyarladığı Bin Dokuz Yüz’de Baricco bizi gizemiyle büyüleyen, aslında oldukça sıradan sayılabilecek bir dünyaya götürüyor ve şu soruyu soruyor: Yaşamda bizi korkutan gördüklerimiz midir, yoksa hiç görmediklerimiz mi?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder